Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5583 E. 2014/5382 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5583
KARAR NO : 2014/5382
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Yozgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2012/738-2013/22

Davacı, 01/01/2009-28/02/2011 tarihleri arasındaki 2926 sayılı yasa kapsamındaki tarım bağ-Kur sigortalılığının iptaliyle bu dönemdeki SSK kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tespitiyle, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.01.2009 ile 28.2.2011 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasa kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile bu dönemdeki SSK kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ve 1.8.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyaki kayıt ve belgelerden; davacının 25.11.1987 tarihli giriş bildirgesine istinaden 1.12.1987 tarihinde tescilinin yapıldığı; 1.12.1987-31.8.1993, 1.7.1995-6.10.1996, 1.7.1997-31.12.1997, 1.6.2004-14.6.2005, 1.10.2008-28.2.2011, 4.8.2011-2.11.2011 tarihleri aralığında Kurum tarafından tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, davacının 15.4.1975 tarihinde SSK kapsamında sigorta başlangıcının bulunduğu ve 15.4.1975 ile 30.7.2012 tarihleri arasında SSK kapsamında toplam 1866 gün çalışmasının bulunduğu, davacının 30.3.2007 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığının sona erdiği, 2.01.2009 tarihinde tekrar 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı ve Kurum tarafından 01.10.2008 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalı olarak tescili yapılarak tekrar tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlatıldığı 28.02.2011 tarihinde sona erdirildiği, dolayısıyla SSK kapsamında sigortalılık ile tarım bağ-kur sigortalılığının çakıştığı, Kurumca davacının 1.1.2009 ile 28.2.2011 tarihleri arasındaki SSK kapsamındaki sigortalılığının iptal edildiği anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa’nın 6/b maddesi hükmüne göre, “diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona ereceği, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 4/b-4 maddesi ile “tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını”, 5510 sayılı Yasa’nın 6/i maddesi “Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağını”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi ” tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruuluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği” 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği” ve 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmeli başlıklı 53/1 maddesinde ise “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birici fıkrasının (c) benedi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı” belirtilmiştir.
3.2.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı” belirtilmiştir.
Somut olayda,1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın 53/1 maddesinde ise tarım sigortalılıkla bir veya birden fazla işverene bağlı çalışmaların çakışması halinde önceden başlayan sigortalılığın geçerli olacağı düzenlendiğinden 1.01.2009-28.02.2011 tarihleri arası dönem yönünden davacının ilk önce (1.10.2008 tarihinde) başlayıp halen devam eden sigortalılığının 5510 Sayılı Kanun’un 4. Maddesinin (b) bendi kapsamında sigortalılık olduğundan bu dönemdeki 5510 Sayılı Kanun’un 4. Maddesinin (a) bendi kapsamında sigortalı çalışmasının iptaline ilişkin kurum işlemi yerindedir.
Yapılacak iş, davacının 1.1.2009 ile 28.2.2011 tarihleri arası dönem yönünden ise davacının ilk önce (1.12.2008 tarihinde) başlayıp halen devam eden sigortalılığının 5510 Sayılı Kanun’un 4. Maddesinin (b) bendi kapsamında sigortalılık olduğundan Kurum işlemine geçerlilik tanıyarak, bu dönem yönünden davanın reddine karar vermekten ve yaşlılık aylığı talebini buna göre değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,20/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.