Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5581 E. 2014/5381 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5581
KARAR NO : 2014/5381
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Yozgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2013
NUMARASI : 2011/1134-2013/2

Davacı, 18/11/2008-14/03/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile vazgeçme nedeni ile iptal edilemeyeceğine, 6111 sayılı kanundan yararlandırılmasına, 01/06/2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı 18.11.2008 ile 14.3.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, 6111 sayılı yasadan faydalındırılmasına ve emekliliğine karar verilmesinin tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 18.11.2008 ile 14.3.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı yasadan faydalanması gerektiğinin tespitine ve 1.6.2011 tarihi itbari ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan, resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca resen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca, 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile birliği, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil kaydının 1.10.1986 tarihinde kurum tarafından yapıldığı, ancak davacının 18.11.2008 tarihli muafiyet belgesine istinaden Kurumdan sigrtalılığının durdurulmasını talep ettiği, ziraat odası tarafından düzenlenen davacının aylık faaliyet gelirinin prime esas günlük kazancın alt sınırının otuz katından az olduğunu belirten söz konusu muafiyet belgesinde davacının imzasının bulunduğu ve bunun üzerine Kurum tarafından davacının sigortalılığının 18.11.2008 tarihi itibariyle durdurulduğu, kurumun daha sonra 14.3.2011 tarihli ziraat odasının belgesi nedeniyle davacının sigortalılığını başlattığı ve davacı tarafından 13.5.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı Kurumun ziraat odası tarafından düzenlenen 18.11.2008 tarihli muafiyet belgesi nedeniyle sigortalılığını durdurması işlemi doğru olmasına rağmen, davacının kendi beyanıyla zorunlu Bağ-Kur sigortası kapsamı dışında kalmasına rağmen aksini ileri sürmesi mümkün olmayıp, muafiyet belgesinin Kurum kayıtlarına geçmesinden sonra Kuruma başvurusu bulunmadığından 18.11.2008 ile 14.3.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ortadadır.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.