Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5504 E. 2014/10819 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5504
KARAR NO : 2014/10819
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/163-2013/27

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, alacak davanın tefrikine, hizmet davasının reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 15/02/2005 – 07/07/2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, kurum kayıtlarındaki çalışmaların aksinin ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak, geçiş hükümlerini içeren aynı Yasa’nın Geçici 7. maddesi hükmünde “bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” hükmü ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesidir. Anılan maddede, yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Aynı yasa hükmü, bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığı noktasında çıkmaktadır.
Somut olayda; davacının davalı N. Nak. İnş.T.Tahliye Taah. Ltd. Şti’nden bildirilmiş çalışmaları vardır. Bilirkişi raporuna göre davalı Narin Nak. İnş.T.T.Taah. Ltd. Şti ile dava dışı N.İnş. Nak. T.T.Tem. Taah. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve Uğur İnş. t. tahliye ve K. Maddeler Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında her üç şirketin de ortağı bulunan M. G. sebebiyle organik bağ bulunduğunun tespit edildiği, dinlenen bordro tanıklarının tüm ihtilaflı dönemi kapsayacak şekilde beyanda bulundukları, mahkemece aralarında organik bağ bulunan diğer şirketlerin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının getirtilerek dinlenen tanıkların tüm ihtilaflı dönemde kayıtlı çalışmalarının bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bulunmadığı takdirde re’sen tanık tespit edilip beyanlarına başvurulmadan eksik araştırma ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı N.Nak. İnş.T.Tahliye Taah. Ltd. Şti ile dava dışı N.İnş. Nak. T.Tahliye Tem. Taah. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve Uğur İnş. T. T. ve K. Maddeler Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğu dikkate alınarak dava dışı şirketlerin tüm ihtilaflı dönemi kapsayan dönem bordroları dosyaya getirtildikten sonra, dava konusu dönemde davacı ile aynı iş yerinde çalışan diğer çalışanların tespiti ile resen belirlenen tanıkları dinlemek, olmadığı takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde ihtilaflı dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahiplerini resen tespit edip dinlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip ihtilaflı dönemde davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığını tereddüde yer vermeyecek şekilde belirleyip çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.