Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5422 E. 2014/7457 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5422
KARAR NO : 2014/7457
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2011/105-2013/144

Davacı, 01/06/2003-01/04/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 31/03/2006 tarihinden sonraki 506 sayılı Kanuna göre yatan primlerin iptal edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 16/09/2003-01/04/2006 tarihleri arasındaki dönemde davacının 1479 sayılı yasaya tabi sigortalı olduğunun tespiti ile 01/04/2006 tarihinden sonra ödenen SSK pirimlerinin iptal edilmemesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istek gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 16/09/2003-01/04/2006 tarihleri arasında sigortalı çalışmasının bulunmadığı, minibüs işletmeciliği faaliyetinden dolayı 27/04/2001 tarihinden itibaren süregelen ve 28/01/2011 tarihi itibariyle devam etmekte olan vergi kaydının bulunduğu, 01/04/2006 tarihinden itibaren de 506 sayılı yasa kapsamında zorunlu sigortalılığa tabi çalışmasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının vergi kaydına dayanarak 16/09/2003-01/04/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı kanuna tabi sigortalı sayılmasında isabetsizlik görülmemesine göre; uyuşmazlık, davacının 01/04/2006 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının çakışması söz konusu olduğundan bunlardan hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
“Çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” ( K ) bendinde ise. “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı” belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (3.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
Somut olayda, mahkemece davacının 16/09/2003-01/04/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı kanuna tabi sigortalı sayılması nedeniyle 01/04/2006 tarihinden itibaren 506 ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılıklarının çakıştığı ve yukarıda belirtilen hükümler ışığında, önceden gelen sigortalılığın 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık olduğu göz ardı edilerek davacının 01/04/2006 tarihinden sonra 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaları dolayısıyla ödenen pirimlerin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.