Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5385 E. 2014/5214 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5385
KARAR NO : 2014/5214
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2013
NUMARASI : 2010/767-2013/41

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/2005-01/03/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 10.03.2005 – 01.03.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının talep ettiği dönemler arasında davacı adına davalı işyerince düzenlenen 20.10.2006 tarihli işe giriş bildirgesi ve davalı işyerinden 20.10.2006 – 15.10.2010 tarihleri arasında davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunduğu, 2006/10. ay ve 2010/10. ay arası dönem bordrolarının dosya arasına alındığı, davalı işyerinin 02.09.1999 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, her ne kadar bordro tanıkları dinlenilmiş ise de bu tanıkların davacı tarafından talep edilen dönemden sonraki tarihlere ilişkin bordrolarda isimlerinin bulunduğu, komşu işyeri tanıklarının araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının talep ettiği döneme ait bordrolar getirtilmeden ve bu bordrolardaki kayıtlı çalışanlar tanık olarak dinlenilmeden, talep edilen dönemden sonraki tarihlere ilişkin bordrolarda isimleri bulunan tanıklar dinlenilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının talep ettiği döneme ait bordrolar getirtilerek re’sen tespit edilecek bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının beyanları yeterli görülmez ya da bordro tanığı tespit edilemez ise talep edilen dönemde bu işyerine komşu işyeri sahipleri ile çalışanları tespit edilip bu kişilerin de beyanlarına başvurmak ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan H.. A..’a iadesine 18/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.