Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5359 E. 2014/6596 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5359
KARAR NO : 2014/6596
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Aydın 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2013
NUMARASI : 2011/84-2013/24

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N. K.D. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 31.12.1970 – 14.02.2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı işverene ait ev hizmetleri işi işyerinde 31.12.1970 – 23.11.1977 tarihleri arasında geçen çalışmalarının ispatlanamadığından reddine, davacının, davalı işverene ait 1115031.09 sicil numaralı ev hizmetleri işi işyerinde 24.11.1977 – 14.02.2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının 11.961 gün olduğunun bu çalışmaların 2 gününün davalı Kurum’a bildirildiğinin, bildirimi yapılmayan günlerin 11.959 gün olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı N.. A..’ın yanında ev işlerinde çalıştığını beyan eden davacı adına davalı tarafından 14.02.2011 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği, ayrıca davalı Kurum’a 14.02.2011 – 15.02.2011 tarihleri arasında hizmet bildirildiği, davalı işyerinin 14.02.2011 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davalı Kurum kontrol memurları tarafından yapılan kontrol sonucu tutulan 14.02.2011 tarihli tutanakta; davacı ile Türkmenistan uyruklu bir bayanın davalı yanında çalıştığının tespit edildiği, komşu işyeri tanıklarının davacının çalışmalarını doğruladıkları, 1977 doğumlu davalı tanığının ise kendisinin 14 yaşında davalı yanında çalışmaya başladığını, 7 yıl çalıştığını, bu sırada davacının çalışmadığını beyan ettiği, karara esas alınan bilirkişi raporunda; 506 sayılı Yasa’nın 3/1-D maddesinin 2100 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirildiğinin ve buna göre; ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanların bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği 24.11.1977 tarihinden itibaren sigortalı sayıldıklarının, 24.11.1977 tarihinden önce çalışanların sürekli ve ücretle çalışmış olsalar bile sigortalı olamayacaklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; dinlenilen tanık beyanları arasında çelişki bulunmasına rağmen, bu çelişki giderilmeden, sadece yetersiz tanık beyanları ile oldukça uzun bir dönemin kabulü ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıta marifeti ile davalının yaşadığı apartman sakinleri, etrafta bulunan esnaf ve varsa apartmanda kapıcılık yapmış kişiler arasından başkaca komşu işyeri tanığı tespit ettirerek bu kişileri dinlemek, bu tanıklardan davalı tanığı S.. D..’ın beyanlarına ilişkin olarak etraflıca bilgi almak, alınan beyanlara göre araştırılması gereken yeni hususlar ortaya çıkar ise davanın kamu düzenine ilişkin olması da göz ününde bulundurularak gerekli araştırmaları yapmak, ayrıca davalı tanığı Songül’ün beyan ettiği tarihlerde öğrenci olup olmadığını araştırarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden N.. A.. Mir. İ. A.A’a iadesine
01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.