Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5214 E. 2013/7168 K. 10.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5214
KARAR NO : 2013/7168
KARAR TARİHİ : 10.04.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ihtiyati haciz kararının uygulanması için verilen nakit veya kayıtsız şartsız, kesin ve süresiz teminat mektubu şartının kaldırılarak, ihtiyati haciz kararının teminat aranmaksızın uygulanmasına, buna karar verilmeyecek ise taşınmazın teminat olarak kabul edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 28.4.2009 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez hale gelen davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin olup ayrıca davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine 500.000,00 TL ile sınırlı olarak teminatsız olarak tedbir niteliğinde ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.
Mahkemece, 03.02.2011 tarihli karar ile alacak bir ilam veya belgeye dayanmadığından, rehinle de temin edilmemiş olduğundan, ayrıca davalıların sorumluluk ve kusurları da herhangi bir mahkeme kararı ile tespit edilmemiş bulunduğundan ihtiyati haciz isteminin reddine, ancak davacının geçirdiği iş kazası sonucu beden bütünlüğünü yitirmiş ve maluliyeti yüksek olduğundan oluşan kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerinin karşılanması açısından yargılama sırasında tesbit olunacak kusur ve hesap bilirkişi raporlarına kadar davalıların menkul ve gayrimekullerinin davacı tarafından bildirildiğinde ayrıca üçüncü kişilerdeki istihkakları da tespit edildiğinde bunlar üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına dair karar Dairemizin 21.11.2012 tarihli kararı ile “…Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması, “tedbirde ölçülülük” ilkesine aykırı düşecek ve davalı şirketin 14 aracına ve 4 taşınmazına tedbir konulmasına neden olacak biçimde ihtiyati tedbirin ne miktarla sınırlı olduğuna dair herhangi bir belirleme yapılmadan yazılı şekilde ihtiyati tedbire
karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş olup mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama esnasında mahkemece 25/02/2013 tarihli ara karar ile “İhtiyati tedbire ilişkin yargıtay bozma ilamına uyulmasına, mahkememizce bu dava dosyasında verilmiş ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, konulmuş ihtiyati tedbirlerin kaldırılması için müzekkereler yazılmasına, giderin avanstan karşılanmasına, İİK. 257 ve devamı maddeleri gereğince %10 teminat karşılığında davalıların menkul, gayrımenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının temyiz yolu açık olmak üzere ihtiyaten haczine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili 28.02.2013 tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz kararının uygulanması için verilen “nakit veya kayıtsız şartsız, kesin ve süresiz tazminat mektubu” şartının kaldırılarak ihtiyati haciz kararının teminat alınmaksızın uygulanmasına, buna karar verilmeyecek ise davacının ağabeyine ait olduğunu belirttiği … Mah. 1669 Cad. 13/10 adresindeki (34425 Ada, 4 Numaralı parsel 10 nolu bağımsız bölüm) taşınmazın teminat kabul edilmesini istemiştir.
Mahkemece “temyizi kabil olmak üzere verilen ihtiyati haciz kararında teminat nevi açıkça belirtilmiş olup, ihtiyati haciz kararının süreli olması, üçüncü kişi adına kayıtlı taşınmazının teminat vasfının bulunmaması da gözetilerek, yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, temyiz yolu açık olmak üzere talebin reddine” karar verilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, mahkemece bozma kararına uyularak yazılı şekilde teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi ile ihtiyati haciz kararının teminatsız verilmesi veya üçüncü kişiye ait taşınmazın teminat kabul edilmesi isteminin reddi yerinde olmakla birlikte 1979 doğumlu ve kalıp ustası olan davacının 28.04.2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu % 100 oranında sürekli işgöremez hale geldiği, Kurumun olayı iş kazası kabul ettiği ve İş Müfettişince düzenlenen raporda kusurun tamamının davalılardan Mertler Jeoteknik İnşaat Madencilik Taahhüt Mühendislik Müşavirlik Nakliye Otomotiv Ticaret İthalat İhracat Limited Şirketine ait olduğunun belirtildiği, dava değerinin 750.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davacının maluliyet oranı ile sosyal ve ekonomik durumu gözetildiğinde teminat miktarının yüksek belirlenmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, somut olay yönünden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 259. maddesine göre davacının maluliyet oranı ile sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek uygun miktarda teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken teminat miktarının yüksek belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.