Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5130 E. 2014/5809 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5130
KARAR NO : 2014/5809
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2012
NUMARASI : 2010/1066-2012/294

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının eşi Orhan Y..’ın 01.05.2003-31.12.2003 tarihleri arasında davalı işverenin yanında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu sonuca hatalı değerlendirme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık; davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi gereği hizmet tespitine ilişkin bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Aynı maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür.
Hak düşürücü süre ile ilgili genel bir düzenleme Kanunlarımızda yoktur. Ancak bazı hakların kullanılması birçok Kanunda belirli sürelerle sınırlanmıştır. Ayrıca Kanunlarımıza hak düşürücü sürenin durması, kesilmesi, uzaması ile ilgili hiçbir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle kanunlarda yazılı olan sürenin dolmasıyla hak düşümü süresi kendiliğinden dolar ve sonuçlarını doğurur.
Hizmet tespitine ilişkin hakkın kullanılması da 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde 5 yıllık bir hak düşürücü süre ile sınırlanmıştır. Bu süre hizmetin geçtiği yılın sonunda başlar. Hiçbir şartta uzamaz. Bu nedenle mirasçılar için de bu süre, hizmetin geçtiği yılın sonunda başlar ve 5 yılın geçmesiyle hak düşürücü süre tamamlanır. Murisin bu hakkı kullanmadan ölmesi halinde mirasçılar için 5 yıllık hak düşürücü süre ölüm tarihinden itibaren yeniden
başlamaz. Mirasçı hakkın doğduğu tarihten itibaren Kanunda öngörülen süre içerisinde bu hakkını ileri sürebilir. Özetle mirasçılar, murisin ölümünden sonra ancak kalan süreyi kullanabilirler.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisi adına davalı işveren tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği, dönem bordrosunun bulunmadığı ve davalı işveren tarafından Kuruma bildirilen herhangi bir çalışma bulunmadığından mahkemece tespitine karar verilen hizmet tarihini izleyen yılbaşı olan 01.01.2004 tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yöne ilişkin istemi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.