Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5029 E. 2014/8101 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5029
KARAR NO : 2014/8101
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Manisa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/144-2013/10

Davacı, yaşlılık aylığından kesinti yapılmasına dair işlemin iptaliyle, 31/12/2007 tarihinden itibaren yapılan sosyal güvenlik primi kesintilerin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, yaşlılık aylığından 31.12.2007 tarihinden itibaren yapılan sosyal güvenlik destek prim kesintisinin iptali ile kesilen miktarın yasal faizi ile birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilamda belirtilen şekilde davanın kabulüne karar vermişse de eksik inceleme neticesinde varılan sonuç hatalı olmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasaya, 4447 sayılı Yasa’nın 38. maddesi ile eklenen ve 08.09.1999 tarihi itibari ile yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlığını taşıyan ek 20. madde hükmü ile, “bu yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlananlardan 24 üncü maddenin (l) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı, yasadan önce yaşlılık aylığı bağlananlardan yasanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.” düzenlemesi getirilmiş; pasif sigortalılıarın yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi, 1479 sayılı Yasa’nın 24/I. Madddesi kapsamında kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı koşuluna bağlanmıştır.
Anılan maddenin 1. fıkrasında 24.07.2003 tarihinde 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişikle; ” bu kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan sadece ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefiyeti devam edenlerin sosyal güvenlik destek priminden sorumlu olacakları ” öngörülmüş ve yasanın yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak belirlenmiştir.
Daha sonra anılan Yasa’da 22.01.2004 tarihinde 5073 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, anılan 1. fıkranını 4956 sayılı Yasa’dan önce yürürlükte bulunan hükmüne benzer bir düzenleme getirilerek ” bu Yasa’ya göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sosyal güvenlik destek primi kesileceği ” öngörülmüş olup, anılan değişikliğin yürürlük tarihi ise 28.01.2004 tarihidir.
Kural olarak kanunlar yürürlükte oldukları dönemdeki uyuşmazlıklara ve görülmekte olan davalara uygulanmakta olup, Sosyal güvenlik Hukuku’na ilişkin düzenlemelernin kamusal niteliği gereği, sigortalı lehine yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanması gereği kabul edilmişse de, 1479 saylıı Yasa’nın ek 20. maddesinde yapılan değişikliklerin, Kurumun sosyal güvenlik destek primi alacağına ilişkin bulunması itibari ile, anılan maddelerin yürürlüğe girdikleri tarihten sonra bağlanmış veya bağlanacak yaşlılık aylıkları yönünde uygulanması gerektiği açıktır.
Somut olayda; davacıya 1.6.2006 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, oda ve esnaf sicil kaydının bulunmadığı, 11.2.1993-17.3.1995, 23.1.1995-30.9.1997 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu ve davacının Bozkan İnş. San. Tic. Ve Ltd. Şti ortaklığından ötürü 2007/4-2012/5 tarihleri arasında aylığından SGDP kesildiği, davacının ortağı olduğu şirketin 31.12.2007 tarihi itibari ile işi bırkatığına ilişkin Gelir İdare Başkanlığından ilgili belgelerin alındığı ancak şirketin ticaret sicil kaydının devam edip etmediği, şirketin feshedilip feshedilmediği hususlarının araştırılmadığı anlaşılmakadır.
Davacı hakkında yukarıda açıklanan mevzuat gereğince, 01.05.2007 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı ve bu tarihte yürürlükte bulunan 5073 sayılı yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın ek 20. maddesinin uygulanacağı ortadadır.
Uyuşmazlık ise davacının limited şirket ortaklığının devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası “….limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer ” hükmüne haizdir.
Hal böyle olunca, davacının 5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca, mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilip verilmediği hususları araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.