Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/4976 E. 2014/5556 K. 21.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4976
KARAR NO : 2014/5556
KARAR TARİHİ : 21.03.2014

MAHKEMESİ : Aydın 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/234-2013/20

Davacı, A..R.. sigortasına giriş tarihi olan 01/11/1971 tarihinin Türkiye’de hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesine, sigortalılığının zorunlu olarak 5510 sayılı Kanunun 4/1-a bendi kapsamında olduğunun ve tahsise hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının A..R..Sigortasına giriş tarihi olan 01.11.1971 tarihinin ülkemizde hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi ile A..R.. Sigortasına giriş tarihi itibariyle sigortalılığının zorunlu olarak 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a bendi kapsamında olduğunun ve buna göre tahsise hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının “Almanya’da işe başladığı 01.11.1971 tarihinin sigortalılığın başlangıç tarihi olarak kabulü ile , 12.01.2012 tarih 795727 sayılı tahsis talebine istinaden davalı kurum tarafından 01.02.2012 tarihinden itibaren Bağ-kur kapsamında bağlanan aylığın SSK ( 5510 Sayılı Kanun 4/A ) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine, davacının 5000 günden fazla ödediği her 240 için aylık bağlamak oranının yükseltilmesi isteminin zaten davalı kurumca değerlendirileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,davacının davalı kuruma fazla ödediği miktar bulunmadığından prim iadesi talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 38.maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmakta ise de 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa’nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olarak 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29.maddesinin 4.bendi hükmü uyarınca yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin 18 yaşını doldurdukları tarih itibariyle ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının 01.11.1971 tarihinden itibaren Almanya’da fiili çalışmasının bulunduğu anlaşılmakla 18 yaşını ikmal ettiği 17.05.1973 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü gerekirken, bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Öte yandan davacının yurtdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesi de uyuşmazlık konusudur.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesine 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79.maddesi ile eklenen (yürürlük tarihi 08.05.2008) 4.fıkraya göre “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
Somut olayda, davacının borçlanma talep tarihi 26.12.2011 olup bu tarihten önce Türkiye’de 5510 sayılı Kanun’un (4/1-a) bendi kapsamında sigortalılığı bulunmadığından 3201 sayılı Kanun’un 5.maddesinin 4.fıkrasına göre yurtdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun’un (4/1-b) bendi kapsamında sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağına ilişkin Kurum işlemi doğru olduğu halde mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle davacının yurtdışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanun’un (4/1-a) bendi kapsamında olduğunun ve buna göre 506 sayılı Yasa kapsamında tahsise hak kazanacağının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.