Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/4571 E. 2014/3853 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4571
KARAR NO : 2014/3853
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2012
NUMARASI : 2008/120-2012/1076

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/05/1985 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.05.1985 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Davacıya ait 01.05.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 1.12.2004 gün 2004/21-629-641, 09.02.2005 gün ve 2004/21-734 Esas, 2005/49 Karar ve 30.05.2007 gün 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; dava konusu 1985/2. dönemde davalı işverence bordroların verilmediği, bu nedenle dava konusu dönem yönünden bordro tanığının olmadığı, ancak dava konusu dönemden önceki dönem olan 1985/1. dönemde bordro tanığı olduğu anlaşılan tanıklar N.. Ö.. ve F.. Ö..’in davacının çalışmasını doğruladıkları görülmüştür.
Dava konusu dönemde davalı işverence bordro verilmemesi nedeniyle bordro tanığına ulaşılamaması ve aradan uzunca zaman geçmesi nedeniyle komşu işyeri tanığı tespit edilememesinin davacının aleyhine yorumlanması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verilmesi ve davacının çalışmasını doğrulayan tanık beyanları karşısında davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.