Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/4519 E. 2014/2575 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4519
KARAR NO : 2014/2575
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2009/960-2013/106

Davacı, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları ile 2147 sayılı Yasa’ya göre borçlanılan sürelerin dikkate alınmasıyla aylığa hak kazandığının tespitine, Kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 2147 ve 3201 sayılı kanunlara göre borçlandığı süreler de dikkate alınarak davalı Kurum tarafından bağlanan aylığı, 2001 yılına kadar yurtdışı çalışmasının bulunması nedeniyle kesen Kurum işleminin hatalı olduğunun, yalnız 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları ile 2147 sayılı Yasaya göre borçlanılan sürelerin dikkate alınmasıyla da aylığa hak kazandığının tespiti ile 1997-2001 yılları arasındaki yersiz ödeme borcundan fazlaya ilişkin hakkı saklı olmak üzere 1000TL borçlu olmadığının tespiti ve Kurum’un faiz talebinin haksız bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Hükmün faize ilişkin 4.bendi dışındaki tepit kararları yerindedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya ait Alman hizmet cetvelinden davacının 31.05.2001 tarihine kadar yurtdışında çalışmaya devam etiği/işsizlik yardımı aldığı ve kendisine yurtdışından 01.06.2001 tarihinde emekli aylığı bağlandığı, davacının yurt içindeki 484 gün, 2147 sayılı Yasa’ya göre borçlandığı 3390 gün ve 3201 sayılı Yasa’ya göre borçlandığı 5662 gün olmak üzere toplam 9536 gün sigortalılığı için 22.12.1995 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve Kurumca 9536 gün sigortalılığı esas alınarak 01.01.1996 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 10.12.2007 tarihinde Kurum’a müracaat ederek 31.05.2011 tarihine kadar yurtdışında işsizlik yardımı aldığını belirterek 31.05.2001 tarihine kadar tüm borçlanmalar ve yurtiçi çalışmaları nedeniyle bağlanan aylıktan 3201 sayılı yasaya göre yaptığı borçlanmanın hariç bırakılması gerekirken bu borçlanmanın da dikkate alınarak kendisine yersiz ödenen kısmı ödemek istediği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesiyle getirilen düzenleme, sebepsiz zenginleşmede iade konusuna ilişkin özel bir düzenleme niteliğinde olup, davacının tahsis talep tarihinde imzasını içerir beyan ve taahhüt belgesi içeriği ile yurtdışındaki çalışmasının devam ettiğini Kurum’a bildirmemesi karşısında davacı, 5510 sayılı Yasanın 96/a maddesindeki düzenleme uyarınca yapılan ödemeleri iadeyle yükümlü bulunmaktadır.
Yukarıda sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında dava konusu somut olayda; 3201 sayılı Yasa’nın 6. Maddesine göre aylık tahsisi için yurda kesin dönüş yapılması şart olup, davacı tahsis talep tarihinde imzasını içerir beyan ve taahhüt belgesi içeriği ile yurtdışındaki çalışmasının devam ettiğini Kurum’a bildirmediğinden iyi niyetli değildir. Bu husus gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucunda mahkemece, davacının Kurum’a verdiği 10.12.2007 tarihli dilekçesine istinaden 3201 sayılı yasaya göre ödenen emekli aylıklarından dolayı kuruma olan borcuna 31/12/2007 tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin , 01/01/2008 tarihinden sonra işleyecek faizlerden sorumlu olmayacağının tespitine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş; 01.01.1996-01.06.2001 arası 3201 sayılı Yasa’ya göre borçlanılan sürelerin de dahil edilmesi ile ödenen yersiz aylıklar (2147 saylı yasaya göre borçlanılan+506 sayılı yasaya göre çalışılan sonucu bağlanması gereken hariç) yasal faizi ile geri alınabileceğinden 5510 sayılı Yasanın 96/a bendi kapsamında değerlendirerek davacının, Kurum’un faiz talebinin haksız olduğunun tespiti yönündeki talebinin reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.