YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4438
KARAR NO : 2013/8562
KARAR TARİHİ : 30.04.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacılar …, … ve …’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin davacılar … ve … yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine, davacılar ile ölen kardeşleri arasında eylemli aile ve sevgi bağlarının, çok yakın ve içtenlik taşıyan duygusal bir bağlılığın bulunmadığı gerekçesiyle davacılar …, … ve … yönünden açılan davanın reddine dair kurulan hükmü davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 16.04.2012 tarih 2012/7522 Esas 2012/6145 Karar sayılı ilamıyla iş kazası sonucu kardeşleri …’un hayatını kaybetmesi nedeniyle davacılar …, … ve …’un yararına azda olsa bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek adı belirtilen … yararına ayrı ayrı 1.000 TL manevi tazminata hükmolunmuştur.
Davacılar …, … ve …’un kardeşi olan … iş kazası sonucu 02.12.2006 tarihinde vefat ettiği olayda davalı işverenin %70, işcinin ise %30 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler ve gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının bir miktar az olduğu açıktır.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,30/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.