Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/4124 E. 2013/8567 K. 30.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4124
KARAR NO : 2013/8567
KARAR TARİHİ : 30.04.2013

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan K..Ç..ve Ç.. Eğitim Sağ.El.Tur.İnş.Gıda.San. Ve Tic.A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı temyizine gelince;
a- Dava, 08.10.2001 tarihinde trafik-iş kazasına uğrayan davacının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının ceza yargılaması sırasında sanık A.. Ç.. hakkında şikayetçi olmadığı ve şahsi haklarını da saklı tutmadığı gerekçesiyle davalı A.. Ç.. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir
Davacının trafik-iş kazası sonucu % 37 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davalı işveren şirket ortaklarından olan davalı A.. Ç.. sevk ve idaresindeki ….plakalı araç malikinin diğer davalı K.. Ç.. olduğu, davalı A.. Ç..’in %60, davacı işcinin % 20 oranında kusurlu olduğu, olayın oluşunda % 20 oranında da yol şartlarının etkili olduğu, Sarıyahşi Asliye ceza Mahkemesi’nin 2002/2, Esas 2003/7 karar sayılı kararıyla sanık A.. Ç..’in ATK Trafik İhtisas Dairence düzenlenen 27.12.2002 tarihli sanığın 8/8 oranında kusurlu bulunduğu raporun hükme esas alınarak cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Ceza davası yargılaması sırasında 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı yeni TCK’nun 73. maddesi gereğince, kamu davasının düşmesi cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise, artık hukuk mahkemesinde tazminat alacağını dava edemez. Somut olayda davacı şahsi haklarından vazgeçmemiş olduğundan yürürlükte olan 5237 sayılı yasanın 73. maddesinin olayımızda uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Mahkemece davalı A.. Ç..’in araç sürücüsü olup olaya kusuru ile sebebiyet verdiğinin anlaşılmasına göre hükmolunan tazminattan A.. Ç..’in de sorumlu tutulması gerekirken bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
b- Öte yandan Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 16.000 TL manevi tazminat biraz azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden K.. Ç..ve Ç..Eğitim Sağ.El.Tur.İnş.Gıda.San. Ve Tic.A.Ş.’ye yükletilmesine, 30/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.