Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/4032 E. 2014/4943 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4032
KARAR NO : 2014/4943
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/381-2012/1104

Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 22.11.2009 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti ile davacının iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı ile davalı işveren arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı bu nedenle meydana gelen kazanın iş kazası sayılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesinden (5510 sayılı Yasa’nın 13.maddesinden ) kaynaklanmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası, a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması ( hizmet akdi ile çalışması) 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinden bildirilen hizmeti bulunmadığı,davacının davalı şirketin şantiye alanı içinde bulunan ve şirket işçileri tarafından kullanılan çadırda çıkan yangın sonucu yaralandığı,02.08.2010 tarihli SGK İnceleme raporunda davacının ve beraberinde bulunan işçilerin kaza günü davalı işverenle iş görüşmesi yapmak için şantiyeye geldiği ,kahvaltı hazırlamak ve çay yapmak için su ısıtıcısını prize takmaları sonucu yangın çıktığı, davacının kazanın meydana geldiği gün işe hiç başlayamadığı bu nedenle kazanın 5510 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca iş kazası sayılamayacağının belirtildiği,Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun 28.05.2010 tarihli raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı işverenin %100 kusurlu,davacının kusursuz olduğunun belirtildiği ve davacı ile davalı işveren arasında hizmet akdi kurulduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından davacının çalışmak üzere davalıya ait işyerine geldiği ve olayın iş yeri kapsamında olan şantiye çadırının içerisindeki patlama sonucu çıkan yangından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca olayın iş kazası olduğunun kabulü ile davacının diğer taleplerinin incelenmesi gerekirken yanılgılı hukuki değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.