Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3999 E. 2013/10227 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3999
KARAR NO : 2013/10227
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden … maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre,davalı şirketler vekillerinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 14.10.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaşamını yitiren sigortalının hak sahibi eş ve çoçuklarının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş Gülistan’ın maddi tazminat talebinin kabulüne, davacı çocuklar … … ve … …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine ve tüm davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacılar vekilinin 10.01.2013 tarihli karar oturumunda davacı çocuklar … … ve … … bakımından açılan maddi tazminat davalarını “atiye terk ettiği” anlaşılmıştır.
Kanunda düzenlenmiş bir kurum olmamakla beraber uygulamada “davayı atiye bırakmak”şeklinde bir yol izlendiği görülmektedir.Davayı atiye bırakmak çoğunlukla davanın geri alınması şeklinde ortaya çıkmakla birlikte duruma göre dosyanın işlemden kaldırılması şeklinde de dava atiye terk edilebilmektedir. 6100 sayılı HMK ‘nın 123. maddesinde düzenlenen davanın geri alınması karşı tarafın açık rızasına bağlı iken, aynı yasanın 150. maddesinde düzenlenen davanın davacı tarafından takipsiz bırakılması iradesi karşı tarafın herhangi bir rızasına bağlı değildir.Bu nedenle böyle bir beyan karşısında en doğru olan tutum beyanda bulunana talebini tereddüt bırakmayaçak şekilde açıklatmaktır.
Somut olayda ise, davacı … ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan diğer davacı çocuklar … … ve … … ‘ın maddi tazminat davası yargılamasında oturuma katılıp da davacı eş dışındaki diğer davacılar bakımından başkaca bir koşul belirtmeden maddi tazminat davasının atiye terk edildiği yönündeki davacılar vekili beyanının davacı çocukların maddi tazminat davaları yönünden davanın takipsiz bırakıldığı
şeklinde yorumlanması gerektiği açıktır. Bu kapsamda da 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasına ve giderek 3 ay içinde yenilenmemesi durumunda ise davanın açılmamış sayılmasına karar vermek yerine davacılar vekilinin “atiye terk”beyanını hüküm gerekcesinde yazıldığı üzere delillerin toplanmış olması gerekçesi ile dikkate almayarak işin esası yönünden karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Yapılacak iş; davacılar vekilinin karar oturumda “atiye terk” beyanında bulunduğu hususu da dikkate alınarak davacı çocuklar … … ve … …’ın maddi tazminat davalarının 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar vermek,giderek 3 ay içinde davaların usulünce yenilenmesi talep olunmadığı takdirde aynı yasanın 150/5 maddesince davacı çocukların maddi tazminat davalarının resen ele alınıp bu davaların açılmamış sayılmasına karar vererek kaydın kapatılmasından ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.