Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3784 E. 2014/7972 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3784
KARAR NO : 2014/7972
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Mersin 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2012/108-2012/119

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı, 01.04.1982 – 10.06.1998 tarihleri arasında davalı işyerinde gemi kaptanı olarak geçen çalışmaları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 01.09.1987 – 15.08.1997 tarihleri arasında 3,300 pirim gününde 825 gün itirari hizmet süresinin bulunduğunun tespitine, davacının fazlaya ilişkin hizmet tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerinden 01.04.1982 – 08.07.1998 tarihleri arasında kısmi çalışmaların bildirildiği, Mersin Emniyet Müdürlüğü tarafından davacının gemi ile limanlardan giriş çıkış çizelgesinin gönderildiği, ancak 1992 yılından sonraki bilgilerin bilgisayar ile tutulduğunun, bu nedenle öncesine ait bilgilerin olmadığının bildirildiği, bu belgeye göre davacının 1992/2. aydan 1998/12. ayına kadar her yıl çalıştığı, davacının 1988-1989 yıllarında gemi adamı listelerinde isminin bulunduğu, belgelerde davacının yakın yol güverte zabitliği yaptığının yazmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın Ek 5/III maddesidir. Anılan maddeye göre; sigortalıların itibari hizmetten yararlanması için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Buna göre itibari hizmetten istifade edebilmek için birinci şart, sigortalının gemi adamı, ateşçi, kömürcü ve dalgıç olması, ikinci şart ise hizmetinin denizde geçmesidir.
Yasa’da öngörülen denizde geçirilmesi gereken hizmetten amaç ise geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile bunun uzantısı geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalardır. Aksi halde, Yasa koyucu böyle bir zorunluluğa gerek görmez ve gemide çalışanların koşulsuz itibari hizmetten yararlanabileceğini hükme bağlardı. (Hukuk Genel Kurulu – 2001/21-21 E, 2001/52 K)
Somut olayda; davacının gerçekten gemi adamı olduğu ve dava konusu dönemin tamamında gemi adamı olarak çalıştığına ilişkin hizmetin geçtiği gemiye ait gemi hareket kayıt jurnali ile gemi çalışanlarını gösterir yola elverişlilik belgesi, kaptanlık ruhsatı, gemi adamlığı belgesi ve benzeri belgelerle kanıtlanmadığı gibi iş yerinde yaptığı işe ilişkin olarak işyeri sicil dosyası da getirtilmemiştir. Davacının gemi adamı olarak çalıştığının ispatlanması durumunda ise ikinci koşulun şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılarak davacının geminin seferde veya limanda bulunduğu sırada ne kadar süre gemide görev yaptığı veya fiili olarak çalıştığı, ne kadar sürenin ise gemi dışında, sosyal tesis veya başka bir yerde geçirildiği açıkça ortaya konmamış, global bir şekilde tüm sürelerin itibari hizmetten sayılmasına karar verilmiştir. Bu tür bir kabul ise Yasanın amaç ve içeriğine uygun bulunmamaktadır.
Kabule göre de; davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin ve davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.