YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3782
KARAR NO : 2014/3915
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Mersin 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2012/135-2012/29
Davacı, işe giriş tarihinin 29/06/1982 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalıya ait işyerinde 29.06.1982 – 30.07.1982 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında geçen ve davalı Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen 29.06.1982 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, talep edilen dönemde davacının davalı işyerinden bildirilen çalışması bulunmadığı, davalı Kurum tarafından 10 yıl geçtiği için varsa bile müfettiş raporunun imha edilmiş olabileceğinin ve bordro verilmediğinin bildirildiği, ayrıca 1982/2-3. aylarda işçi bildirilmediğinin belirtildiği, davalı işyerinin 07.06.1982 – 10.10.1982 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, komşu işyeri tanıklarının tespiti için zabıtaya yazılan yazıya olumsuz cevap verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece dinlenen tanıklar davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları olmadığı gibi komşu işyeri tanıkları da dinlenilmemiştir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan eden tanıkların sicil dosyaları getirtilerek tanıklar adına talep edilen dönemde davalı işverence düzenlenen işe giriş bildirgesi ile hizmet cetvelinde davalı tarafından bildirilen hizmetleri bulunup bulunmadığını tespit etmek, Pozantı’da esnaf olduğunu beyan eden tanığın esnaflık faaliyetinin gerçekten komşu işyeri tanığı olarak kabul edilecek şekilde olup olmadığını araştırmak, komşu işyeri sahipleri ve kayıtlara geçen çalışanların tespiti için detaylı araştırma yapılmak üzere zabıtaya yeniden yazı yazmak, davalı işyerinin bulunduğu mahallenin talep edilen dönemdeki muhtar ve azalarını dinlemek, ayrıca ilgili askerlik şubesinden davacının askerlik yaptığı tarihleri sorarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.