YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3748
KARAR NO : 2014/3913
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2010/474-2013/55
Davacı, sigortalılığının 01/09/1973 tarihinde başladığının tespiti ile bu tarih itibariyle 1 gün çalıştığının tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline, 01/05/2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, sigortalılık başlangıcının 01.09.1973 olduğunun ve 01.05.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında 01.09.1973 başlangıç tarihli işe giriş bildirgesinin geçerli olduğunun ve bu tarihte 1 gün çalışması olduğunun tespitine, davacının 21.04.2010 tarihli tahsis talebine göre 01.05.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 21.04.2010 tarihli tahsis talebinin, davalı Kurum tarafından, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık başlangıcının 01.10.1986 olarak kabul edilmesi nedeni ile reddedildiği, davacı adına düzenlenen 01.09.1973 ( varide 01.10.1973 ) tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, bildirgedeki işyerinin 06.06.1971 – 08.09.1973 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, davacının hizmet cetvelinden; 01.10.1986 – 02.07.2002 arası 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmaları, 01.04.2003 – 2008/9. ay arası aynı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığı ve 01.07.2000 – 20.06.2002 ve 01.10.2008 – 18.08.2009 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığı bulunduğu, 150 gün askerlik borçlanması yaptığı anlaşılmaktadır.
T.C. Anayasası’nın 141. maddesinin 3.fıkrasında; bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması gerektiği vurgulanmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine (HUMK’un 388. maddesi ) göre ise; hükmün kapsamında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep gösterilir. Gerekçe hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Hakim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. Yargıtay’da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir.
Somut olayda; her ne kadar davacının sigorta başlangıcının 01.09.1973 olduğuna ilişkin tespit yerinde ise de; mahkemece gerekçeli kararda, davacının hangi şartlar ile yaşlılık aylığına hak kazandığının irdelenmemiş olması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.