Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3701 E. 2014/1770 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3701
KARAR NO : 2014/1770
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2012/154-2012/1649

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/08/1981 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 01/08/1981 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Öte yandan, 506 sayılı Yasa’nın Yasa’nın 60/G maddesine göre “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.” Yasanın geçici 54.maddesine göre ” 01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz.”
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 10/12/1964 doğumlu davacı adına “105-667” sicil nolu Atıf Gürsoy adına tescilli iş yerinde 01/08/1981 tarihinde işe girdiğini gösterir sigortalı işe giriş bildirgesinin usulüne uygun olarak Kuruma verildiği, giriş bildirgesinin verildiği iş yerinden davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirilmediği, işverinin davacının çalıştığı dönemi kapsayan dönem bordrolarını Kuruma vermediği, işyerinin 27/07/1981-23/09/1981 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 506 sayılı Yasanın 60-G maddesine göre 01/04/1981 tarihinden sonra sigortalı olanların sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurdukları tarihten itibaren başlayacağı hususunun dikkate alınmadığı, yine bordro tanığı bulunmadığına göre, komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının resen tespit edilip beyanlarına başvurulmadığı böylece eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının çalışması ile igili işe giriş bildirgesinin verildiği iş yerinden dönem bordrolarının Kuruma verilmediği gözönünde tutularak, komşu işyerlerinin sahiplerini veya resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını S.. K.., vergi dairesi, belediye gibi kamu kurumlarından sorarak veya kolluk aracılığıyla araştırılıp tespit edilerek beyanlarına başvurmak ve davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağı hususuda dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.