Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/362 E. 2013/15548 K. 09.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/362
KARAR NO : 2013/15548
KARAR TARİHİ : 09.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaliyle, kesilen aylıkların yeniden bağlanmasına, Kuruma borçlu olmadığının tespitine, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacıya davalı kurum tarafından bağlanan ölüm aylığının muvazaalı boşanma nedeniyle kesilmesi ve ödenen ölüm aylıklarının 5510 sayılı Yasanın 56/2. fıkrası uyarınca iadesine ilişkin kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların kesildikleri tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 01/07/2004 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından ölüm aylığına bağlandığı anlaşılmış, ihbar üzerine davacı hakkında başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 30/11/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacı ve eski eşinin Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre yerleşim yeri olarak beyan ettikleri güncel adreslere gidilmiş; eski eşin beyan ettiği … Mahallesi Merkez/… adresinde yapılan araştırmada, beyan edilen yerin uzun süredir terk edilmiş olduğu, kimsenin oturmadığı, bu evin davacının kızı Gül’e ait olup, davacının eski eşi …’ın çevrede tanınmadığı tespit edilmiş; … Mahallesi muhtarı … ile yapılan görüşmede; davacının eski eşi …’ın adresini kayden bu adrese taşımakla birlikte, fiilen hiç oturmadığını, nerede kimlerle yaşadığını bilmediğini beyan ettiği görülmüştür. Davacının kayıtlardaki adresine gidilerek yapılan görüşmede; eski eşinden geçimsizlik nedeniyle ayrıldığını, boşanma sonrasında eski eşi ile fiilen birlikte yaşamadığını beyan ettiği; davacının yaşadığı apartmanın yöneticisi …’in ise, davacı ve eski eşinin aynı adreste fiilen birlikte yaşadıklarını belirttiği, komşuluk ilişkilerinden ötürü yazılı beyan vermekten kaçındığı anlaşılmıştır. Yine Nüfus müdürlüğünden davacı ve eski eşine ait 2004-2011 yılları arasındaki adres hareketleri temin edilerek, davacı ve eski eşinin 07/12/2006 yılında Nüfus Müdürlüğü’ne yapılan ilk adres kaydından itibaren aynı adreslerde ikamet ettikleri, 20/09/2011 tarihinde ise eski eşin yerleşim yerini … Mahallesi Merkez/… adresine naklettirdiği belirlenmiştir. Yargılama aşamasında yaptırılan kolluk araştırmasına göre; davacı ve eski eşinin boşanmalarına rağmen eski eşin alkolik olması nedeniyle aldığı alkolün etkisi ile davacının evine ara sıra gelip kaldığı, davacının 4-5 ay önce bu adresten, -nüfus müdürlüğünden alınan adres hareketlerine göre bir dönem eski eşi ile birlikte yaşadıkları anlaşılan- … mah. Merkez/… adresine taşındığı tespit edilmiş; abonelik araştırmaları neticesinde, nüfus kayıtlarından davacı ve eski eşinin boşandıktan sonra bir dönem birlikte yaşadıkları anlaşılan “… Mahallesi Merkez/…” adresinde, eski eşin 1992 yılından beri su aboneliğinin bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkeme huzurunda dinlenen kamu tanığı … Mahallesi Muhtarı …’in, kontrol memuruna verdiği beyanın içeriği ile ters düşecek şekilde, memurca düzenlenen tutanağı sadece imzaladığını, okumadığını, eski eşin … mahallesinde …’e ait evde oturduğunu, davacıyı ise tanımadığını beyan ettiği; davacının kızı …’ın, taraflar arasında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını, babasının alkolik olması nedeniyle sık sık alkollü vaziyette evlerine gelerek çevreyi rahatsız etmesi nedeniyle sık sık ev değiştirmek zorunda kaldıklarını, rahatsızlığı nedeniyle kendisinin ve davacının zaman zaman babası olan … ile görüştükleri ifade ettiği; diğer davacı tanıklarının da davacı ve eski eşi arasında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını tekrar ettikleri görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda denetim sırasında yapılan çevre soruşturmasında yazılı beyandan imtina eden apartman yöneticisi …’in davacı ve eski eşinin davacıya ait yerleşim yerinde fiilen birlikte yaşadıklarını bildirmesi; mahkeme huzurunda kabul edilebilir makul bir nedene dayanmaksızın beyanını değiştirmesi nedeniyle kontrol memuru raporuna yansıyan beyanına itibar edilen … mahallesi Muhtarı tanık …’in, kontrol memuruna davacının eski eşinin kaydını … mahallesi Merkez/… adresine aldırmış ise de fiilen bu adreste hiç yaşamadığını beyan etmesi; davacı ve eski eşinin nüfus müdürlüğünden alınan adres hareketlerine göre, 2006-2011 yılları arasında aynı adreslerde ikamet ettiklerinin tespit edilmesi, mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasında; davacı ve eski eşinin boşanmalarına rağmen eski eşin alkolik olması nedeniyle, aldığı alkolün etkisi ile davacının evine ara sıra gelip kaldığının, davacının araştırma yapılan adresten, 4-5 ay önce -nüfus müdürlüğünden alınan adres hareketlerine göre bir dönem eski eşi ile birlikte yaşadıkları anlaşılan – … mahallesi Merkez/… adresine taşındığının tespit edilmiş olması; yapılan abonelik araştırmasında; davacının boşandıktan sonra bir süre yaşadığı … Mahallesi Merkez/… adresindeki su aboneliğinin 1992 yılından beri eski eşin üzerinde olduğunun anlaşılması karşısında; davacı ve eski eşinin boşanma sonrasında da fiilen birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.