Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/355 E. 2014/1940 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/355
KARAR NO : 2014/1940
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2009/636-2012/757

Davacı, eksik yatırılan sürelerin tespiti ile kayıtlarda gerekli düzenlemenin yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili ve Y.. U.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hüsamoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 06/04/2006 tarihinden itibaren 1 yıl süresince davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 06/04/2006-06/04/2007 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet aktine dayalı çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait işyerinde 03/04/2007-13/07/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, davalıya ait “1125462” sicil sayılı işyerinin 03/04/2007 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, 03/04/2007 tarihli belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidilmiş, dinlenen tanıkların nizalı dönemin tamamında kayıtlarda ismi geçen kişilerden olmadığı gibi, tanık beyanları davacının çalıştığı süreleri ve çalışmanın niteliğini belirlemeye yeterli değildir.
Yapılacak iş; SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Öte yandan, 03/04/2007-06/04/2007 tarihleri arasındaki günler bildirilmiş olup, bu dönemin tespitinde hukuki yararı bulunmadığı halde, bu dönem yönündende tespit kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Y.. U..’e iadesine, 11/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.