Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3418 E. 2014/3208 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3418
KARAR NO : 2014/3208
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2012/103-2012/1465

Davacı, Kurum tarafından başlatılan icra takiplerinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; 2006/12984, 2006/12985 ve 2006/12986 numaralı takiplerin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının borçlu şirkette 25.07.2006 – 05.10.2006 tarihleri arasında genel müdürlük yapması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davaya konu ödeme emirlerinin 27.01.2012 tarihinde düzenlendiği, 2006/12985 numaralı ödeme emrinin; 2006/7-10. aylar arası işsizlik sigortası prim borcuna ilişkin ve asıl alacağın 3.580,14 TL olduğu, 2006/12984 numaralı ödeme emrinin; 2006/7-10. aylar arası prim borcuna ilişkin ve asıl alacağın 22.976,21 TL olduğu, 2006/12986 numaralı ödeme emrinin; 2006/7-10. aylar arası damga vergisi borcuna ilişkin ve asıl alacağın 127,40 TL olduğu, ödeme emirlerinin 07.02.2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve davanın 13.02.2012 tarihinde açıldığı, davacının şirketin ortağı olmadığı, ancak 21.07.2006 tarihli ve 07.08.2006 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan kararda; eski şirket müdürü vefat ettiği için davacının şirketin koruma ve güvenlik müdürlüğüne dışarıdan getirilmesine, davacıya 5 yıllığına 5188 sayılı Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre gerekenleri şirket adına yapma, koruma ve güvenlik müdürü olarak gereken her türlü işlemi yapma yetkisi verildiği, ayrıca bu işlemler için tek başına imzaya yetkili olduğunun belirtildiği, ancak 04.10.2006 tarihli ve 12.10.2006 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan karar ile davacının görevine son verildiği, ticaret sicili memurluğu tarafından gönderilen belgede; davacının 25.07.2006 – 05.10.2006 tarihleri arasında genel müdür olarak çalıştığının bildirildiği, şirketin 21.11.2007 tarihinden itibaren tasfiyeye girdiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesinde de Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Yasa’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
Öte yandan, 6183 sayalı Yasa’nın 35. maddesine göre; (Değişik madde: 22/07/1998 – 4369/21 md.) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04/06/2008 – 5766 S.K./3.mad) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04/06/2008 – 5766 S.K./3.mad) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04/06/2008 – 5766 S.K./3.mad) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.
Somut olayda ise; davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; O. Koruma Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketini’nin ödeme emrine konu dönemdeki kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılarak; davacının bu dönemde, şirketi temsil ve ilzama yetkisi bulunup bulunmadığını, davacıya mali konularda yetki verilip verilmediğini araştırarak sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.