Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3317 E. 2014/3795 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3317
KARAR NO : 2014/3795
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2008/236-2012/1031

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi ve davalı işverenler vekilince duruşma telep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava davacının, davalıya ait işyerinde 15.10.1990-21.02.2007 tarihleri arasında geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalıların sorumluluğundaki toptancı hal kabzımal işyerinde 15.10.1990 – 21.2.2007 döneminde hizmet akdi ile ve işçi sıfatıyla çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Kurum’da sigortalılık kaydına rastlanmadığı, davalılardan C.K..’na ait ….. sicilli toptancı hal….peron… olan kabzımal işyerinin 01.01.1976 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 14.12.1995 tarihli imzasız Belediye Encümen Kararı ile C..K..’na sebze ve meyve komisyoncusu olarak tahsis olunan … nolu peronu diğer 2 davalıya devrettiği, Ankara Toptancı Hal Çalışanları Derneği’nin 26.11.2012 tarihli yazısından, davacının üye kaydının 08.05.2006 tarihinde yapılıp 08.05.2006-23.02.2007 tarihleri arasında ….. nolu tahsis yerinde çalıştığı, işyeri dönem bordrolarının dosyada olmadığı anlaşılmaktadır
Sigortalılığın oluşması yönünden ilk koşul, taraflar arasında hizmet akdinin varlığına ilişkindir. Hizmet akdi B.K. 313. maddesinde belirlendiği üzere iş sahibi ile işçi arasında yapılan belli veya belli olmayan bir süre için görülen iş karşılığı ücret ödenmesini gerektiren bir sözleşmedir. Bu sözleşmede ana unsur iş ve ücrettir. 506 sayılı Yasa açısından hizmet akdini sadece bu unsurlara bağlı olarak kabul etmek mümkün değildir. Zaman ve bağımlılık unsurları hizmet akdinin ana koşulları olmak üzere 506 sayılı Yasa’nın öngördüğü hizmet sözleşmesi” bir veya birden fazla işveren ile çalıştırılan arasında oluşturulan, süreli veya süresiz belli bir zaman dilimi içersinde, işveren emir ve gözetimi altında, iş görmeyi hüküm altına alan hukuksal ilişkidir.Sigortalılığın oluşumu yönünden ilk unsur iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde, hizmetini işverenin emrine hasretmesidir. Bu zaman dilimi günün tüm süresini kapsayabileceği gibi, günün veya haftanın belli saatlerine de hasredilebilir. Haftanın veya ayın belli gün ve saatlerinde dahi çalışma söz konusu olabilir.
Önemli olan düzenli bir çalışma ilişkisinin varlığıdır. Düzenli çalışma ilişkisinin varlığı iş akdinin zaman unsurunu ortaya koyar. Çalışanın, hizmetini belli zaman dilimi içerisinde, işveren emrinde ve onun vereceği direktif doğrultusunda gerçekleştirilmesi, hizmet akdinin ikinci unsuru olan bağımlılık unsurunu oluşturur. Hizmetin fiilen verilmesi her durumda, zorunlu değildir. İşverenin emir ve gözetim altında hazır beklemek durumunda dahi bağımlılık unsuru gerçekleşmiş sayılır. Öte yandan, işverence gösterilen işlerin, çalışan tarafından, işveren emir ve direktiflerine uygun olarak görülmesi gerekir.Belirtilen bu iki ana unsurun birlikte gerçekleşmesi durumunda 506 sayılı Yasa açısından hizmet akdinin dolayısıyla sigortalılığın ilk koşulunun oluştuğu sonucuna varılır.
Sigortalılığın ikinci koşulu 506 sayılı Yasa’nın 5. ve 8. maddelerinde öngörülen işin görüldüğü bir işyerinin bulunmasıdır. Bir işyerinin varlığının saptanamaması durumunda sigortalılığın gerçekleştiğinden söz edilemez.
Üçüncü koşul eylemli çalışmanın varlığıdır. Yasal sigortalılıktan söz edebilmek için sigortalının işveren emir ve direktifleri altında, gösterilen işi yapması zorunludur. Çalışmanın, kimi durumlarda, görülen işin, nitelik ve kapsamına göre devamlı sürmesi mümkün olmayabilir. Sigortalının, işveren emir ve nezareti altında verilecek işi yapmaya hazır bir şekilde beklemesi dahi bu koşulun gerçekleşmesi için yeterlidir.
Yasanın 3. maddesinde gösterilen istisnalardan bulunmama bir diğer koşuldur. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için Yasanın 2. maddesinde sayılan koşulları taşıması yetmez, ayrıca 3. maddede gösterilen kişilerden bulunmaması gerekir.
Sigortalı sayılabilme yönünden gerek ücretin kendisi, gerekse ödenme biçim ve yöntemi zorunlu bulunmamaktadır. Parça başına ücret, götürü ücret, part-time çalışma karşılığı yapılan ödeme biçimleri sigortalılık koşullarını etkilemez.
Sigortalılık statüsünün oluşumu için herhangi bir şekil koşulu öngörülmemiştir. Resmi veya yazılı bir sözleşme biçimi şart değildir. Asıl olan sigortalının çalışmaya başlama durumudur. Eylemli olarak gerçekleşen bu durum sonucu sigortalılık statüsü kendiliğinden oluşur.
Somut olayda, davalılardan C…K…’na ait …..sicilli toptancı hal …. peron ….olan kabzımal işyerinin 01.01.1976 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de bu işyerinin yasa kapsamına alındığı tarihten itibaren faal olarak kimin adına kayıtlı olarak devam ettiiği, bu işyerinin nizalı dönem aralığında diğer 2 davalıya ya da başkaca kişilere imzalı ve resmi belgelere dayanılarak devir olunup olunmadığı araştırılmadan davalılara husumet düşüp düşmediği açığa kavuşturulmadan, çalıştığı iddia olunan işyerinin davalının yaptığı kabzımallık işinin niteliğine göre işyerinde sürekli hamal çalıştırmak zorunda olmasına ve davacının bu kapsamda sürekli çalışan olup olmadığı, işyerinde başkaca sürekli hamal olarak çalışan kimseler bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan, tanıkların Yasa’nın aradığı nitelikteki tanıklar olmadığı gözardı edilerek sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.

Yapılacak iş, davalılardan C…K…’na ait 70805.06 sicilli toptancı hal A p… olan kabzımal işyerinin 01.01.1976 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de bu işyerinin yasa kapsamına alındığı tarihten itibaren faal olarak kimin adına kayıtlı olarak devam ettiiği, bu işyerinin nizalı dönem aralığında diğer 2 davalıya ya da başkaca kişilere imzalı ve resmi belgelere dayanılarak devir olunup olunmadığı araştırılarak, çalışmanın geçtiği yerdeki toptancı halinin varsa yönetiminden, belediye ve zabıtadan davacının serbest çalışan hamal olduğuna dair herhangi bir yerde kaydı veya yetkililerce verilmiş çalışma kartı bulunup bulunmadığı sorularak, varsa davalı işyerinde sürekli çalışması bulunan hamallar dinlenilerek, bu tür hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiği de dikkate alınıp araştırmanın genişletilerek toptancı halinde benzer işi yapan işveren ve çalışmaları bu işverenlerin kaydına geçmiş sigortalı kişilerin zabıta marifetiyle belirlenerek beyanlarına başvurularak, varsa tarafların tabi olduğu meslek kuruluşlarındaki kayıtları ile çalışma şekli ve koşulları hakkında bilgi almak suretiyle davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği açıklığa kavuşturulduktan sonra davacının istemi konusunda hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı K. E…. K…’na iadesine
04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.