Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/32 E. 2013/15931 K. 16.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32
KARAR NO : 2013/15931
KARAR TARİHİ : 16.09.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 12/11/1973 tarihinde 1 gün sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 12/11/1973 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının, davalı işverene ait … sicil numaralı işyerinde 12/11/1973 tarihinde bir gün süre ile çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı vekilinin dosyaya davalı işyerinde 12/11/1973 tarihinde çalışmaya başladığını gösterir işe giriş bildirgesini sunduğu, ancak sözkonusu işe giriş bildirgesi üzerinde, davalı kurum kayıtlarına girdiğine ilişkin tarih ve varide numarasının bulunmadığı anlaşılmış; ancak belirtilen işe giriş bildirgesine istinaden davalı kurum tarafından davacıya sigorta sicil numarası verildiği ve sigorta sicil kartı düzenlendiği tespit edilmiştir. İddia edilen dönemde davacı işçi adına prim bordrosu düzenlenmediği, davacının iddia ettiği döneme ilişkin SGK hizmet kaydının da bulunmadığı, ilk prim ödemesinin 1977 yılı 1. döneminde başka bir işveren tarafından yapıldığı belirlenmiş; ayrıca davacının dosyaya sunduğu işe giriş bildirgesinde işverenin …; işyerinin ise … sicil numaralı “… Okulu Eğitim Merkezi Lojman İnşaatı” olarak gösterilmekle birlikte; davalı kurum tarafından dava dosyasına işverenin … olduğu belirtilen … sicil numaralı işyerine ait 1973 yılı 4. dönem prim bordrolarının sunulduğu; iki işveren arasında nasıl bir bağlantı bulunduğu hususunun irdelenmediği; işe giriş bildirgesinde belirtilen işyerine ait 1973 yılı 4. döme prim bordrolarının davalı kurumdan temin edilmediği ve dönem bordro tanıklarının dinlenmediği belirlenmiştir.

Bu haliyle dava dosyasındaki uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet
akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79.
maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Somut olayda; yapılacak iş; davacının dosyaya sunduğu işe giriş bildirgesinin davalı kurum kayıtlarına hangi tarihte girdiğinin davalı kurumdan öğrenmek ve işe giriş bildirgesinde adı … olarak geçen işverene ait … sicil numaralı “… Okulu Eğitim Merkezi Lojman İnşaatı” isimli işyerinin 1973 yılı 4. dönem prim bordrolarının davalı kurumdan talep etmek, bu bordrolarda ismi geçen bordro tanıklarının kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile, tanık sıfatı ile re’sen dinlenmek, dönem bordro tanığı tespit edilemediği taktirde, ilgili SGK İl Müdürlüğünden ve Belediye Başkanlığından gerekirse zabıta marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin hem ilgili Kurumlar nezdindeki kayıtları üzerinde hem de mahallinde titizlikle araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, yine davalı kuruma davacı işçinin oğlu Şükrü Gökçe’nin yazdığı 22/03/2010 tarihli dilekçede aynı dönemde davacı işçi ile birlikte aynı işyerinde çalıştığı iddia edilen Mürgüşah Güler isimli işçiye, kurum kayıtlarına göre … isimli işverene ait … sicil numaralı işyeri nezdinde prim ödemesi yapıldığının anlaşılması karşısında; davacı tarafından dosyaya sunulan işe giriş bildirgesinde belirtilen … sicil numaralı “… Okulu Eğitim Merkezi Lojman İnşaatı” isimli işyeri ile … sicil numaralı işyeri arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığı (bir işverenin diğer işveren nezdinde çalışan işçi için sigorta prim ödemesi yapması şeklinde), belirtilen sicil numaralarını taşıyan iki ayrı işyeri bulunup bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan işe giriş bildirgesinde belirtilen işyeri sicil numarasının doğru yazılıp yazılmadığı araştırılarak; farklı sicil numaralı işyerlerinin aynı işyeri olduğunun veyahut aralarında bağlantı bulunduğunun tespit edilmesi halinde, … sicil numaralı işyerine ait 1973 yılı 4. dönemine ait prim bordrosunda adları geçenlerin de re’sen bordro tanığı olarak beyanlarına başvurmak, bu şekilde gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.