YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3099
KARAR NO : 2014/4724
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : Mersin 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2009/910-2012/1016
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalıya ait konfeksiyon imalatı işyerinde 23.06.2002-04.11.2009 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece davacının, Kuruma bildirilenler dışında 12 gün daha davalı işyerinde çalışıldığının tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir
Davacının 29.08.2002-04.11.2009 tarihleri arasında kalan sürelerin, işe giriş bildirgesi aylık ve dört aylık dönem bordroları ile Kuruma kısmi olarak bildirildiği, dönem bordrolarıyla birlikte sigortalının imzasını taşıyan puantaj cetvelleri ve imzalı ücret bordrolarının mevcut bulunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’ııın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki delillerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda mahkemece davacının çalışmalarının varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.
Yapılacak iş, davalı işverenin ibraz ettiği ücret bordrolarında davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden ise, çalışmanın kesintisiz olduğunu bilmesi mümkün olan dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, gerekirse işverene komşu işyerlerinin kayıtlara geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş yukarıda açıklanan niteliklerdeki kimseleri tespit edilip dinlenmek ve tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan A..Konfeksiyon San. Tic. Ltd. Şti.’ne yükletilmesine, 13/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.