Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/3084 E. 2014/11534 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3084
KARAR NO : 2014/11534
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2010/606-2012/593

Davacı, bağlanan kısmi yaşlılık aylığının iptaliyle işçilikten dolayı kendisine tam aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 27 ve 29.maddelerine göre 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bağlanan kısmi sözleşme aylığının iptali ile 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıya 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında kısmi sözleşme aylığı bağlanması nedeniyle kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesine yönelik işlemlerin 3201 sayılı Kanun’un 3.maddesinin 2.fıkrasına göre aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un 9.maddesine göre; sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanlar, talep ettikleri takdirde, 4.madde hükmüne göre tam aylık almak için yeterli gün sayısı için tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla kısmi aylıkları, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrilir.
3201 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının Emekli Sandığı hizmeti 01.12.1968-30.07.1973 tarihleri arasında olup SSK hizmetinin başladığı 26.06.2002 tarihine kadar ki SSK‘dan borçlanma talepleri yerinde değildir. Çünkü en son çalıştığı kurum Emekli Sandığı olup SSK hizmeti 26.06.2002-10.07.2002 tarihleri arasında 15 gün olup 29.08.2007 tarihinde SSK‘dan borçlanma talebi yerinde olup bu talebe göre borçlanma hakkı bulunmaktadır. Bu tarihten önceki borçlanma mukabili ödeme var ise 5434 sayılı Kanun kapsamında, sonrasindaki borçlanmalar ise SSK kapsamında sayılmalıdır.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 04.04.2011 gün ve 2010/378 E. 2011/3109 K. sayılı kararında da ifade edildiği üzere kısmi aylığın Emekli Sandığı’nca bağlanmış olması sözleşme aylığının ancak bu Kurumca tam aylığa yükseltilebileceği anlamına gelmez. 3201 sayılı Yasanın kısmi sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesi ile ilgili 9. maddesinde engel bir hüküm bulunmamasına karşın, davacının daha önce Emekli Sandığı tarafından bağlanan kısmi sözleşme aylığından söz edilerek kısmi sözleşme aylığının tam aylığa ancak bu Kuruma tabi olarak bağlanabileceği kabul edilemez.
Zira, davacı, borçlanma talebinde bulunduğu 29.08.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Yasının 3. maddesinin açık ve bağlayıcı hükmüne göre ancak 506 sayılı Yasa‘ya tabi olarak borçlanabilir.
Öte yandan davacının 3201 sayılı Kanun’un 9.maddesine göre kısmi aylığın tam aylığa çevrilmesine yönelik her hangi bir talebi bulunmaksızın müstakilen yaşlılık aylığı almak amacıyla en son sigortalı olduğu 506 sayılı Kanun kapsamında borçlanması ve koşulları var ise bu Kanun kapsamında aylık alması mümkün olduğuna göre davacının kısmi sözleşme aylığının mutlaka aylığı bağlayan Kurumca tam aylığa yükseltilebileceğini kabul etmek de mümkün değildir.
Yapılacak iş, davacının SSK’ya tabi hizmetleri ile birlikte sigortalılık süresinin 4448 gün olduğunu idida etmesine karşın dosya kapsamındaki belgelere göre 2766 gün hizmeti gözükmesi nedeniyle davacının 5510 sayılı Kanun’un 4.maddesinde açıklanan sigortalılık hallerinin tamamına ait sigortalı hizmet süresi ile davacının üç ayrı borçlanma talebinin bulunduğu SSK veye Emekli Sandığından davacının yaptığı yurt dışı borçlanmalarının karşıladığı gün sayısını sormak ve böylece sigortalılık süresini kesinleştirmek, 2829 sayılı Kanun’un 8.maddesine göre son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumu (sigortalılık statüsünü) belirlemek, borçlanma için kesin dönüşün koşul olmadığı kabul edilerek davacının Türkiye’ye 3201 sayılı Kanun’un 6.maddesi anlamında kesin dönüş yapıp yapmadığını araştırmak ve sonucuna göre davacının istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucunda yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.