Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/2316 E. 2013/10224 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2316
KARAR NO : 2013/10224
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, murisi iş kazası sonucu ölümünden … maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan Orma Uluslararası İnş. San. Ve Tic. AŞ. İle … Sigorta AŞ. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı şirketler Orma Uluslar Arası İnş.San.Tic.A,Ş ile … Sigorta A.Ş vekillerinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 23.07.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefat eden sigortalı … …’in hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Davalı TOKİ aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine,davacı eş Adle için 62.979,15 TL , davacı çocuklardan … için 7.671,50 TL … için 5.638,49 TL ve … için 587,45 TL maddi tazminatın davalı Orma Uluslar Arası İnş.San.Tic.A,Ş ile … Sigorta A.Ş’den olay tarihi olan 23.7.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsiline,diğer çocuklar …, …, …, …’nin maddi tazminat davalarının reddine, Manevi tazminatı istekleri ile ilgili olarak davacı eş Adle için 30.000,00 TL,davacı çocuklar … , …,…, … , …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00’… TL,davacı … … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 TL,davacı baba … ve anne … için ise ayrı ayrı 25.000,00’… TL manevi tazminatın davalılar Orma Uluslar Arası İnş.San.Tic.A,Ş ile … Sigorta A.Ş’den olay tarihi olan 23.7.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası kabul edildiği,İş Kazasının oluşumunda %65 oranında davalı Orma Uluslar Arası İnş.San.Tic.A,Ş’nin ,%10 dava dışı şantiye şefi … …’nın, %25 oranında ise kazalının kusurlu olduğu, davalı … şirketi bakımından davacılar isteminin sigorta poliçe limitiyle sorumlu olarak tahsil olduğu, mahkemece davalı … şirketi bakımından poliçe limitiyle sınırlı sorumluluğa karar verilmediği anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bunun yanında tazminat davalarında sigorta şirketlerinin sorumluluğu sigorta poliçesi limitiyle sınırlı olup bu hususun hükmolunan tazminatlarda Mahkemece gözetilmesi gerekir. Kaldı ki davacılar vekilince talep olunan tazminatlara sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olarak tahsil istenmiş ise bu hususun göz ardı edilmesinin bir yönüyle de HUMK’un 74 ( 6100 Sayılı HMK’nın 26.maddesi) maddesinde tanımlanmış olan Mahkemenin taleple bağlılık kuralına aykırılık teşkil edeceği de ayrıca izahtan varestedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda kaza tarihi, tarafların sosyal ekonomik durumu , kazalının kusur miktarı ile tüm dosya kapsamı gözetildiğinde davacı anne,baba ve … lehine hükmedilen manevi tazminatlar ayrı ayrı çok fazla olduğu gibi davalı … şirketi bakımından aleyhine hükmedilen tazminatlardan poliçe limitiyle sınırlı olarak tahsile karar verilmemesi de ayrıca hatalıdır.
O halde, davalı şirketler vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacılara yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.