Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/226 E. 2014/1960 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/226
KARAR NO : 2014/1960
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2011/1639-2012/971

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 19/09/1988 olduğunun ve borçlanma talebinin geçerliliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının Alman Rant Sigortasındaki sigortalılık başlangıç tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile yurt dışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının Türkiyedeki sigortalılık başlangıç tarihinin 19/09/1988 tarihi olduğunun tespitine ve davacının 10/12/2010 tarihli borçlanma talebinin 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında sayılması gerektiğinden, 4/1-a maddesi kapsamında sayılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 10/12/2010 tarihinde 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma talep ettiği ve davalı Kurumca davacının Almanya’da 07/10/1986-09/12/2010 tarihleri arasında geçen süre için borç tahakkuk ettirildiği ve 23/08/2011 tarihinde ödeme yapıldığı, davacının 04/11/2010-06/11/2010 tarihleri arasında Türkiye’de 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a madddesi kapsamında hizmeti bulunduğu ancak yurtdışı borçlanması yaptığı süre ile çakıştığından davalı Kurumca bu çalışmaların iptal edilerek borçlanmanın 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-b kapsamında değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının yurt dışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesine 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79.maddesi ile eklenen (yürürlük tarihi 08/05/2008) 4.fıkraya göre “Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
Somut olayda, davacının borçlanma talep tarihinden önce ülkemizde 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamındaki sigortalılığının fiili bir çalışmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmadan davacının yurtdışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında sayılması yönündeki talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamındaki sigortalılığına ilişkin şahsi sicil dosyasını getirtmek, davacının yurda giriş çıkış tarihlerini araştırarak, 04/11/2010-06/11/2010 tarihlerinde davacının Türkiye’de olup olmadığını tespit etmek, gerek görüldüğü takdirde davacının çalışmalarının bildirildiği “1042889” sicil sayılı işyerinin ihtilaflı konusu dönem bordrolarını celbetmek ve bordro tanıklarını dinlemek suretiyle “1042889” sicil sayılı işyerinden 04/11/2010-06/11/2010 tarihleri arasında davacı adına bildirilen 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamındaki hizmetlerinin fiili bir çalışmaya dayalı olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.