Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22512 E. 2015/17089 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22512
KARAR NO : 2015/17089
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/1211-2013/599

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava 01.03.2007 tarihinde iş kazası sonucu % 27,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının ek dava ile bakiye maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; kısmi davada düzenlenen ve zararlandırıcı sigorta olayında davacının kusurunun bulunmadığı, davalı işverenin ise %100 oranında kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur bilirkişi raporları hükme esas alınmak suretiyle davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş olup, varılan bu sonuç hatalıdır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77. maddesinin açık buyruğudur.
Oysa, hükme dayanak alınan ve olay nedeniyle % 100 oranında davalı işvereni kusurlu bulan 07.04.2009 ve 14.04.2010 tarihli kusur bilirkişi raporlarında; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, somut olayın gerçekleşme biçimine göre davacıya da bir miktar kusur verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilkelere uygun düşmeyen, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen 14.04.2010 tarihli kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.