Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22497 E. 2014/21835 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22497
KARAR NO : 2014/21835
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : Alanya İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2011/396-2013/272

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01/01/2001 -27/08/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20/07/2006 ve 24/07/2007 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığına dair işe giriş bildirgelerinin Kuruma internet üzerinden verildiği, 20/07/2006-21/11/2006 tarihleri arasında davalı işverene ait 1048862 sicil numaralı işyerinden, 24/07/2007-24/08/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait 1048862 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, dönem bordrolarının getirtildiği, ücret bordrolarının olmadığı, tanık beyanlarının alındığı, davacı tarafından dosyaya sunulan ve davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu davacı adına düzenlenen bonservis belgesinde davacının davalı işyerinde 03/04/2001 tarihinde çalışmaya başladığının ve 16/09/2002 tarihinde işten ayrıldığının, ayrılış sebebinin askerlik olduğunun belirtildiği, davacının 21/02/2004-22/05/2005 tarıhleri arasında askerlik yaptığı, yine dava tarafından dosyaya sunulan 05/07/2007 tarihli makbuzda davacının adının yazılı olup 500 TL ödendiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yapılacak iş, dava konusu dönemi kapsayan dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek ve yine davalı işyerinde çalışan kişilerin Emniyette veya zabitada kayıtlarının olup olmadığını araştırıp çalışan kişileri tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacı tarafından sunulan bonservis belgesinde davacının ayrılış nedeninin askerlik olduğunun belirtilmesine rağmen davacının askerlik tarihlerinin bu tarih ile uyumlu olmadığı göz önünde bulundurularak bonservis belgesinin veriliş amacını araştırıp belirtilen süre yönünden araştırmayı genişletmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.