Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22371 E. 2014/17350 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22371
KARAR NO : 2014/17350
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 31. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/09/2013
NUMARASI : 2013/356-2013/46

Davacı, bel fıtığının işyerinde meydana geldiğinden olayın iş kazası olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 11/09/2008,12/09/2008 ve 13/09/2008 tarihlerinde işyerinde katlar arasında irtibatı sağlayan asansörün arıza yapması nedeni ile ara mamul jelleri, kendisine verilen talimat üzerine birinci kata indirmek zorunda kaldığını, kendisine aşırı yük taşıtılması sonucunda bel fıtığı olduğunu iddia ederek, sözkonusu olayın iş kazası olarak tespitini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01/10/2007 – 22/10/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalışmasının bulunduğu, davacının; 11/09/2008,12/09/2008 ve 13/09/2008 tarihlerinde, asansörün bozuk olması nedeni ile ustabaşının talimatı üzerine sakız üretiminde kullanılan ara mamul jelleri bir kat aşağı indirmesi sonucu belinin incidiğini ve olay sonrası kendisine bel fıtığı teşhisi konulduğunu iddia ettiği, davacının 2007-2011 yılları arasındaki S.. S.. hasta kayıtları incelendiğinde, 08/02/2008 tarihinde ortopedi ve travmatoloji polikliniğinde; iş kazasının meydana geldiğini iddia ettiği 2008 yılı Eylül ayından önce üç kez de Acil Tıp polikliniğinde muayene kaydının bulunduğu, ancak her iki poliklinik muayenelerinin içeriğine ve konulan teşhise ilişkin dosyada veri bulunmadığı; iş kazası geçirdiğini iddia ettiği 2008 Eylül ayından itibaren 16/09/2008, 07/10/2008, 16/10/2008, 10/06/2009, 16/07/2010 tarihlerinde ise Beyin ve Sinir Cerrahisi Polikliğinde giriş kaydının bulunduğu tespit edilmiş, ancak geçmişe ilişkin sağlık kayıtlarının, ilgili sağlık kuruluşlarından temin edilmediği anlaşılmıştır. Davalı Kurum kontrol memurunun 06/02/2010 tarihli raporunda; davacının olay öncesinde 2008 yılı başlarından itibaren bel ağrılarının başladığını, bel ağrısı şikayeti ile hastaneye 5-6 kez gidip geldiğini, kendisine tedavi uygulanmaya başladığını beyan etmesi ve bu hususu işyeri şefi E.. K..’na bildirdiğinin anlaşılması gerekçe gösterilerek, olayın iş kazası olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiştir. Davacının, iş arkadaşları K.. D.., H.. T.., A.. A.. ve M.. T.. ile birlikte düzenlediği ve dosyaya sunduğu 16/09/2008 tarihli tutanakta ise davacının, 11/09/2008,12/09/2008 ve 13/09/2008 tarihlerinde ara mamül maddeleri asansörün bozuk olması nedeni ile usta Ali Atasoy’un talimatı üzerine merdivenlerden kovalarla indirmek zorunda kaldığı, yardımcı istemesine rağmen verilmediği bildirilmiştir. Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıklarının belirtilen olay öncesinde davacının bel rahatsızlığına ilişkin duyumlarının olmadığını beyan ettikleri görülmüş olup, biri iş güvenliği uzmanı mühendis, biri hukukçu, diğeri Adli Tıp Uzmanı doktordan oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 02/06/2013 tarihli raporda, dosyada davacının olay öncesinde bel fıtığından rahatsız olduğuna dair tıbbi veri bulunmadığı, ancak olaydan önce bel ağrılarının bulunduğuna dair beyanının mevcut olduğu, davacıya dosyadaki MR raporunun düzenlendiği 26/09/2008 tarihi itibari ile bel fıtığı teşhisi konulduğu, bel ağrısı ve bel fıtığının birbirinden farklı rahatsızlıklar olduğu, olay öncesinde bel ağrısının olmasının, bel fıtığı olduğu anlamına gelmeyeceği, eğer olay öncesi bel fıtığı mevcut ise dahi bu rahatsızlığın olaya bağlı ilerleyip ilerlemediğinin değerlendirilmesinin gerekeceği belirtilerek, davacının iddia edilen olay tarihlerinden hemen sonra belindeki rahatsızlık nedeni ile tedavi görmeye başladığı, bu haliyle olay ile bel fıtığı rahatsızlığı arasında neden-sonuç ilişkisi bulunduğundan, olayın iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati bildirilmiş olup, illiyet bağının varlığına ilişkin ayrıca Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadığı, 02/06/2013 tarihli heyet raporu esas alınarak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacının rahatsızlığının, 11/09/2008, 12/09/2008 ve13/09/2008 tarihlerinde meydana gelen olay nedeni ile mi yoksa daha önce varolan bir hastalık nedeni ile mi meydana geldiği şüpheden uzak bir şekilde tespit edilmeden, davacının iş kazası tespitine konu hastalığına dair daha önce herhangi bir tedavi görüp görmediği araştırılmadan, bu itibarla 11/09/2008,12/09/2008 ve 13/09/2008 tarihlerinde meydana gelen olay ile davacının hastalığı arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı tespit edilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının kaza geçirdiğini iddia ettiği 11/09/2008, 12/09/2008 ve 13/09/2008 tarihlerinden öncesi ve sonrasına ilişkin hastane kayıtları, varsa film ve grafilerinin ilgili sağlık kuruluşlarından temini ile meydana gelen olay ile davacının bel fıtığı rahatsızlığı arasında uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu’nun İlgili İhtisas Dairesi’ne rapor tanzim ettirmek, dosyada mevcut heyet raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilecek rapor arasında çelişki oluşması halinde, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınarak, varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan K.. Gıda Mad. San ve Tuc. AŞ.(İ.. Gıda San. ve Tic. AŞ.)ye iadesine, 15/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.