Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/2233 E. 2014/5103 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2233
KARAR NO : 2014/5103
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/473-2012/1086

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.02.2006-30.04.2006 ve 01.06.2006-01.06.2007 tarihleri arasında davalılar nezdinde sigortasız çalışmalarının tespiti, yatırılmayan primlerin davalılar tarafından yatırılması ve bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü ile, davacının …. işyeri sicil no lu İ…..Petrol Ürünleri Limited Şirketinde 1/2/2006-30/4/2006 tarihleri arası 90 gün; günlük 17,70 TL, 1/6/2006-31/12/2006 tarihleri arasında 210 gün; günlük 17,70 TL, 1/1/2007-1/6/2007 tarihleri arasında 151 gün; günlük 18,75 TL çalışmış olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delil ile ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirket( ……sicil no lu) tarafından 02/06/2003-2006/5. dönemleri arasında davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, Kurum’un 23/09/2011 tarihli yazısı ile “davalı ….sicil no lu şirkete ait tespiti talep olunan döneme ait bildirimin Kurum kayıtlarında yer almadığının” bildirildiği, 19/11/2001 tarih ve 5427 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 14/02/2001 tarihinde tescil edilen davalı şirketin kurucu ortaklarının Yücel Ö… ve davalı H.. T.. olduğu hususunun ilan edildiği, Kartal 4. İş Mahkemesi’nin 2007/35 E- 2009/152 Karar no lu dosyası incelendiğinde davacının fesih tarihi olan 08/06/2007 tarihinden itibaren işçilik alacakları ve tazminat talebinde bulunduğu, Mahkeme tarafından “talebin kısmen kabulü ile 07/06/2007 tarihinden itibaren kıdem tazminatı”na davalı H.. T.. aleyhine hükmedildiği, davalı şirket tarafından verilen ve 18/05/2006-18/11/2006 tarihleri arasında geçerli olduğu belirtilen 18/05/2006 tarihli vizite belgesinin dosyaya ibraz olunduğu, duruşma esnasında komşu işyeri tanığının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda dinlenen tek tanık beyanı ile hizmet hususunun hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatının, tanık beyanının doğruluğunun kontrolü yapılamadığından mümkün olmadığı ve bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiği, re’sen araştırma yapılmasının gerekeceği göz ardı edilerek sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı şirkete ait Kurum’a bildirilmiş dönem bordrosu olmadığına göre bu dönemlerde çalışması bulunan komşu işyeri, işverenleri ve bu işverenler tarafından çalışmaları Kurum’a bildirilen kimselerin zabıta marifetiyle belirlenip beyanlarına başvurularak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.