Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22278 E. 2014/6356 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22278
KARAR NO : 2014/6356
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2009/85-2013/500

Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazasına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının 10.12.2005 tarihli iş kazası sonucu % 9,3 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, sürekli iş göremezlik derecesinin 25.08.2010 tarihi itibariyle artarak % 12,1’e yükseldiği, olayda davalı işverenin % 80, kazalının % 20 oranında kusurlu oldukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
a- Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 20.000,00 TL manevi tazminat biraz fazladır.
b- Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının, maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, Kurum tarafından hazırlanan inceleme raporu ekindeki Kayıt İnceleme Tutanağında davacının kaza tarihinde belirlenen ücretinin asgari ücret olduğu, 2008 yılının 9.,10. ve 11. aylarına ait hesap pusulasında da davacının ücretinin asgari ücret olarak gösterildiği, kaza tarihine ilişkin ücret tediye bordrolarının dosyada bulunmadığı, hükme esas alındığı anlaşılan 09.04.2013 tarihli hesap raporunda asgari ücret üzerinden ve tanık beyanına göre asgari ücretin 1.85 katı üzerinden seçenekli hesaplama yapıldığı, Mahkemece asgari ücretin 1.85 katı üzerinden hesaplanan miktara göre maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davalıdan davacının kaza tarihine ilişkin ücret tediye bordrolarının celbedilerek imzalı olup olmadıkları belirlenerek, imzanın davacıya ait olup olmadığını araştırmak, imzalı ücret bordrosu varsa aksi aynı kuvvette yazılı belgeyle kanıtlanmadığı takdirde ücret bordrosundaki miktarın esas alınarak tazminat miktarının hesaplanması, imzalı ücret tediye bordrosu yoksa işcinin yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından emsal işçinin alabileceği günlük veya aylık net ücreti sormak, işcinin gerçek ücretini tespit edip yeniden hesap raporu aldırmak, tüm deliller bir arada değerlendirilerek ve kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.