Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22246 E. 2014/136 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22246
KARAR NO : 2014/136
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2013/424-2013/584

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 08.10.2001 tarihinde trafik-iş kazasına uğrayan davacının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı A.. Ç.. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin önceki kararının taraflarca temyizi üzerine Dairemizce davalının tüm temyiz itirazları reddolunmuş, davacı temyizi yönünden ise hükmolunan tazminattan davalı A.. Ç..’in de sorumlu tutulması gerektiği ve davacı yararına hükmolunan tazminatın bira az olduğu gerekçeleriyle bozulmuş ve Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 40.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacının trafik-iş kazası sonucu % 37 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davalı işveren şirket ortaklarından olan davalı A.. Ç.. sevk ve idaresindeki ……plakalı araç malikinin diğer davalı K.. Ç.. olduğu, davalı A.. Ç..’in %60, davacı işcinin % 20 oranında kusurlu olduğu, olayın oluşunda % 20 oranında da yol şartlarının etkili olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde 16.000,00-TL manevi tazminatın biraz az olduğuna ilişkin bozma ilamına uyulduktan sonra davacı yararına takdir edilen 40.000,00-TL manevi tazminatın biraz fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.