Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22205 E. 2014/17352 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22205
KARAR NO : 2014/17352
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2013/454-2013/149

Davacı, tahakkuk ettirilen prim borcundan tüm faiz ve fer’ilerinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı şirket, kendisine ait 2.59……………. sicil sayılı B.. TV isimli işyerinde, davalı Kurum tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 17/01/2013 tarihli ve M.Y./2013-27 sayılı Denetmen raporuna göre on beş kişi hakkında işe giriş bildirgelerinin verilmediği ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesi düzenlenmediği tespitinde bulunulduğunu, sözkonusu kişilerin sigortalı olmayıp, yüklenici olarak eser sözleşmesine binaen davacı şirket ile çalıştıklarını iddia ederek, ilgili Denetmen raporuna istinaden davacı şirkettin, kendisinden istenen aylık prim ve hizmet belgelerine göre tahakkuk ettirilecek prim borcu ile tüm faiz ve fer’ilerinden dolayı sorumlu olmadığının tespitini(menf-i tespit davası) talep etmektedir.
Mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 86/7. fıkrası uyarınca davaya konu işleme istinaden kurum tarafından düzenlenen ödeme emrine karşı davacının itirazının reddine dair Kurum komisyon kararının davacıya tebliğinden itibaren bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra işbu davanın açıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç dava konusu talebin hatalı değerlendirilmesine ve dolayısı ile eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı C.. Görsel Yayıncılık A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren B.. TV isimli işyerinde yapılan denetim sonucu düzenlenen 17/01/2013 tarihli denetmen raporunda, ilgili TV kanalında yayınlanan programlarda montaj operatörlüğü, senaristlik, yapımcılık, kameramanlık, yapım yardımcılığı, program tasarlama ve araştırma, yönetmen yardımcılığı, röportaj ve fotoğrafçılık, editörlük görevi üstlendikleri ve eser sözleşmesi ile çalıştırıldıkları anlaşılan kişiler dinlenerek, davacı şirket ve ilgili çalışanlar arasındaki ilişkinin, eser sözleşmesi ile çelişecek şekilde uzun süreli çalışma, aylık düzenli ücret ödemeleri ve çalışma saatlerinde sıkı kurallara bağlı olma gibi unsurları içerdiği, dolayısı ile “bağımlılık ve ücret ilişkisinin” bulunduğu tespitlerine yer verilmiş olup, davacıya ait işyerinde çalışan 15 kişinin hizmet aktine tabi çalıştıkları kanaati ile bu kişilere ait işe giriş bildirgelerinin istenmesi, verilmemesi halinde Kurumca re’sen işlem yapılması; işe giriş bildirgeleri yasal süre içinde kuruma ibraz edilmediğinden sigortalı sayısınca idari para cezası uygulanması; yine bu kişilere ait eser sözleşmelerinde belirtilen rakamlar ve gün sayıları baz alınarak, çalıştıkları dönemlere ilişkin prim hizmet bildirgelerinin istenmesi, verilmemesi halinde Kurumca re’sen işlem yapılması, prim hizmet bildirgeleri zamanında verilmediği için sigortalı sayısınca idari para cezası uygulanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Davalı Kurum ise sözkonusu rapora istinaden davacı şirket hakkında 15 kişiye ait işe giriş bildirgelerini süresi içinde Kuruma ibraz etmediğinden ötürü 23.029,00 TL idari para cezası tahakkuk ettirmiş, 13/02/2013 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilen ilgili tahakkuk evrakları hakkında, Kurum Komisyonuna yapılan 26/02/2013 tarihli itiraz üzerine, komisyonca, tahakkuk ettirilen idari para cezasının yasaya uygun olduğu belirtilerek itirazın reddine karar verilmiş, ilgili karar davacıya 23/05/2013 tarihinde tebliğ edilmekle birlikte davacı şirket tarafından 5510 sayılı Yasanın 86/7. fıkrası uyarınca tebliğden itibaren 1 aylık süre içerisinde tahakkuk işlemine karşı dava yoluna gidilmediğinden, idari para cezası tahakkuku kesinleşmiş olup, dava konusu edilen prim hizmet bildirgelerinin süresinde Kuruma ibraz edilmemesi hususunda ise Kurum tarafından halihazırda tahakkuk işlemi yapılmadığı, prim hizmet bildirgelerinin düzenlenmesi için davacıya, 13/02/2013 tebliğ tarihi itibari ile bir aylık süre verildiği halde, davacının, belirtilen süre içinde prim hizmet bildirgelerini düzenlemeyerek, Kurumca ileride re’sen tahakkuk ettirilecek prim borcu ile tüm faiz ve fer’ilerinden dolayı sorumlu olmadığının tespiti amacı ile 19/07/2013 tarihinde işbu menf-i tespit davasını açtığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, Mahkemesince, henüz tahakkuk ettirilmemesi ve ödeme emrine konu olmaması nedeni ile, 5510 sayılı Yasa’nın 86/7. fıkrasında düzenlenen bir aylık dava süresine tabi olmayan ileride doğacak prim borçlarının, davanın konusunu oluşturduğu dikkate alınmaksızın; 5510 sayılı Yasanın 86/7. fıkrası uyarınca, davacı şirketin işe giriş bildirgelerini süresinde ibraz etmemesi nedeni ile kurumca tahakkuk ettirilen ve işverence tahakkuk işlemine karşı Komisyona yapılan itirazın reddine ilişkin kararın tebliğden itibaren bir ay içinde dava konusu edilmediği için tahakkuku kesinleşen idari para cezasının dava konusu edildiği kabul edilerek, işin esasına girilmeden hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi; eksik incelemeye dayalı ve isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; Mahkemesince, prim hizmet bildirgelerinin Kuruma süresinde ibraz edilmemesinden dolayı, ileride Kurumca yapılacak re’sen tahakkuk sonucu doğacak prim borçları ile faiz ve tüm fer’ilerinin, davanın konusunu oluşturduğu gözetilerek, söz konusu prim borçları; halihazırda tahakkuk ettirilmemekle birlikte, davacı şirkete yapılan “bir aylık süre içinde prim hizmet bildirgelerinin düzenlenmesi gerektiği” yönündeki 13/02/2013 tarihli tebliğ gereği, taraflar arasında ileriye dönük hukuki çekişmenin(muaraza) oluştuğu, dolayısı ile davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğu kabul edilmekle, işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının ileride incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davacı C.. Görsel Yayıncılık A.Ş.’ye iadesine, 15/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.