Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/2216 E. 2014/2355 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2216
KARAR NO : 2014/2355
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2008/151-2012/987

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01.02.2003-05.07.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların
ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işverenin 1056021 ve 1059735 sicil numaralı işyerlerinden 05.08.2004 ve 26.10.2005 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, davalı adına tescilli 1059735 sicil numaralı işyerinin 09.08.2004-21.03.2007 tarihleri arasında kanun kanun kapsamında olduğu, davacının 05.08.2004-06.07.2005 tarihleri ile 26.10.2005-21.03.2007 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, 2005 yılı Ocak-Temmuz aylarına ilişkin imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, 2005 ve 2007 yıllarına ilişkin vizite kağıtlarının ibraz edildiği, ancak dinlenen tanıkların beyanlarının davacının çalışmasının niteliğinin açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle imzalı ücret bordrolarının bulunduğu aylarda, davacı tarafından aksine yazılı delil sunulmayan dönemler bakımından davacının ücret bordrolarında bildirilen kadar çalıştığını kabul etmek, imzalı ücret bordrosu olmayan dönemler bakımından ise, davacıya talebini açıklatmak; davalı işverenin hangi işyerlerinde hangi inşaatlarında çalıştığını sormak, davalının merkez işyerinin ve davacının çalıştığını iddia ettiği işyerlerinin hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduğunu araştırmak, kimi tanıkların davacının davalı işyerinde taşeron olarak çalıştığını beyan ettiği anlaşıldığından, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak davacının çalışmasının niteliği, kendi adına mı, yevmiye usulü ile mi çalıştığı konusunda bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.