Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/22150 E. 2014/6410 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22150
KARAR NO : 2014/6410
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/481-2013/406

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının SSK kapsamındaki çalışmaları dışında 01/01/1987 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması ve hak ettiği tarihten itibaren ödenmeyen aylıklarında yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
Dairemizin 03/07/2012 tarih ve 2012/9719-13074E.K. Sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece davanın kabulü ile davacının 01/01/1987 tarihinden itibaren SSK’lı çalışmaları haricinde tarım bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, yaşlılık aylığına hak kazandığına ve hak ettiği tarihten itibaren aylıkların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmiştir
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/01/1987 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, SSK kapsamında çalışmaya başlaması nedeniyle 05/09/1988 tarihinde sigortalılığın terkin edildiği, talep üzerine 01/10/2009 tarihinde yeniden tescil edildiği, 2006/4-2007/2. aylar arası prim ödediği, 23/09/2009 tarihinde ziraat odası kaydının başladığı, 2009 yılından itibaren tarım ilçe müdürlüğü çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olduğu, muhtar tutanağı ve tanık beyanlarında tarımla uğraştığının belirtildiği, adına kayıtlı 1996 edinme tarihli 8 dekar tarla bulunduğu, 04/12/2000-09/04/2001 tarihleri arası kısa süreli 1479 sayılı Yasa kapsamında, 1974-2009/9. aylar arası kısa süreli ve 17/02/2010-30/04/2011 arası uzun süreli SSK kapsamında hizmetlerinin bulunduğu, bozma öncesinde davacının yaşlılık aylığına yönelik talepleriyle ilgili olarak Kurumca değerlendirilmesine karar verildiği ve bu kararın davacı tarafından temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece verilen karar, uzun süreli 5510 Sayılı Yasanın 4/a maddesi kapsamında çalışmaların bulunduğu 17/02/2010-30/04/2011 tarihleri arasındaki dönem ile yaşlılık aylığı bağlanması yönünden hatalı olmuştur.
01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasanın 6/b maddesi ile “diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona ereceği” düzenlemesi ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile 506 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmaların çakışması halinde 506 sayılı yasa kapsamında çalışmalara üstünlük tanınacağı açıkca düzenlendiği halde, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 53. maddesinde (Değişik birinci fıkra 17.4.2008-5754-33 md.) Sigortalının, 4. maddenin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağının belirtildiği, öte yandan 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 53. maddesinde yapılan değişiklikle 01/10/2008 tarihinden önceki ilke benimsenmiş ise de, aynı yasanın geçici 33 maddesine göre bu değişikliğin yasanın yürürlüğe girdiği 01/03/2011 tarihinden önceki uyuşmazlıklara uygulanması mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında, önceden gelen tarım Bağ-Kur sigortalılığı dikkate alınmadan 17/02/2010-30/04/2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden 5510 sayılı Yasanın 4/a maddesi kapsamında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına gelince, bozma öncesinde, sigortalılık dışındaki diğer taleplerin Kurumca değerlendirilmesine karar verildiği ve bu kararın davacı tarafından temyiz edilmediği, dolayısıyla yaşlılık aylığığıyla ilgili birleşen davada bulunmadığına göre yaşlılık aylığı bağlanması yönünden hüküm kurulması da hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.