Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21979 E. 2014/9818 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21979
KARAR NO : 2014/9818
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2003/240-2013/337

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 16.01.2003 tarihindeki zararlandırıcı olayda yaralanarak sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 39.830,53Tl maddi, 20.000,00TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 16.01.2003 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının Kurum tarafından iş kazası kabul edildiği, davacının Kurumca tespit olunan maluliyet oranının %15,2 olduğu, hükme esas alınan 08.11.2004 tarihli kusur raporunda kazanın oluşumunda tüm kusurun davalı yanda olduğunun belirtildiği, anılan kazanın davalıya ait binada yapılan tadilat işleri sırasında meydana geldiği, davalıya SGK tarafından kazanın vuku bulduğu iş yerinin bildirgesinin verilmemesi nedeniyle 506 Sayılı Yasanın 8.maddesi kapsamında idari para cezası verildiği, bahse konu bu cezanın iptali için davalı Ömer Başar tarafından İstanbul 3. İdare Mahkemesinde dava açıldığı, idare mahkemesinde açılan bu davada kazalı ile davacı arasındaki ilişkinin hizmet akdi ilişkisi değil istisna akdi ilişkisi olduğu ve bu kapsamda da yanlar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek bahse konu idari para cezasının iptaline karar verildiği ve İstanbul 3. İdare Mahkemesin bu kararının Bölge İdare Mahkemesince onandığı anlaşılmaktadır.
Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait iş yerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur.
İstisna akdinde ise; bir eserin ücret karşılığında yaratılması söz konusudur. İstisna akdinde ücretin tespitinde eser göz önünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise, elde edilecek sonuç içindir. Hâlbuki hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, ise başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir.
Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir.
Bunun yanında görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
İş mahkemeleri, 5521 sayılı Yasa ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5521 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur: a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan kaynaklanmalıdır.
Somut olayda ise, davacı ile davalı kazalı arasında istisna akdinin unsurlarından olan bir eserin belli bir ücret karşılığı meydana getirilmesinin söz konusu olduğu açıktır. Hal böyle olunca, her ne kadar anılan olay Kurum (SGK) tarafından iş kazası olarak kabul edilmişse de ortada istisna akdine dayalı bir çalışma söz konusu olup yanlar arasındaki ilişkinin hizmet akdi ilişkisi ve bu kapsamda da davalının işveren olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmaması nedeniyle tazminat istemli işbu davaya genel mahkemelerde bakılması gerektiği gözetilerek davanın “dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi” kararı yerine işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Ömer Başar’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05/05/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.