Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21913 E. 2014/17080 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21913
KARAR NO : 2014/17080
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Altınözü Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2011/255-2013/91

Davacı, davalılardan işverene ait işyerine 01/10/1993 tarihinde 1 (bir) gün süreyle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı M.. B..’nun yanında 01/10/1993 tarihinde bir günlük sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının davalıların murisi M.. B.. yanında 01/10/1993 tarihinde (1) gün süre ile sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 28/10/1993 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 01/10/1993 tarihinde M.. B.. ünvanlı 1000429 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, dönem ve ücret bordrolarının olmadığı, 1000429 sicil numaralı T.. İlkokulu İnşaatı işyerinin 21/06/1993 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve 19/08/1993 tarihinde kanun kapsamından çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, sigortalılık başlangıcının tespitine karar verilebilmesi için işyerinin varlığının kanıtlanması gerekmektedir. Ancak davacının işe giriş bildirgesinin verildiği 1000429 sicil numaralı işyeri 19/08/1993 tarihinde kanun kapsamından çıkartılmış olup davacının bir günlük tespit istediği 01/10/1993 tarihinde işyerinin kanun kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının çalıştığı T.. İlkokulu inşaatının başlayış ve bitiş tarihlerini araştırmak, okul inşaatının hangi tarihler arasında devam ettiğini Milli Eğitim Müdürlüğünden sormak ve işyerinin varlığını tespit ettikten sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; bakiye harcın ve yargılama giderlerinin hangi davalıdan tahsiline karar verildiğinin hükümde belirtilmemiş olması ve vekalet ücretinin sadece davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.