Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21756 E. 2014/5010 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21756
KARAR NO : 2014/5010
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Konya 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/264-2013/343

Davacı, 01/10/1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine 6111 sayılı kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/10/1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılan ödemelerin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir
Mahkemece yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 03/03/2011 tarihli müracaatına istinaden Kurumca 01/10/1997-2011 arası kesintisiz tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 6111 sayılı yasa kapsamında prim borcunu ödediği, daha sonra Kurumca kesintisiz sigortalılığın sehven yapıldığı anlaşılıp, kesintisiz sigortalılık iptal edilerek sadece tevkifat dönemi olan 01/10/1997-31/12/1997 tarihleri arası dönemle sınırlandırıldığı, teslim ettiği ürünlerden Eylül/1997 tarihinde prim kesintisinin yapıldığı, 03/08/2001 tarihinde tarihinde ziraat odası, 01/01/1997 tarihinden itibaren kooperatif kaydının başladığı, kolluk tutanağında davacının tarımla uğraştığının belirtildiği, adına kayıtlı 450 dekar hisseli tarla bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece kayıtlarına göre verilen karar hatalıdır. Her ne kadar davacı 6111 sayılı Yasa kapsamında 1997-2011 yılları arası dönemin prim borçlarını ödemiş ise de, kesintisiz sigortalılık süresi Kurumun hatalı işlemine dayanmaktadır.Öte yandan sigortalılık koşulları oluşmadan prim ödemek suretiyle sigortalılık hakkı da elde edilemez. Yukarıda belirtildiği gibi prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olması gerekir. Sürekli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilir. Uyuşmazlık konusu olan 01/01/1998-02/03/2011 tarihleri arası dönemde, prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılarak. uyuşmazlık konusu olan 01/01/1998-02/03/2011 tarihleri arası dönemde prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığını araştırmak eğer varsa şimdiki gibi davanın kabulüne, yoksa davanın bu dönem yönünden reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.