Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21658 E. 2014/17373 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21658
KARAR NO : 2014/17373
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/270-2013/751

Davacı, zamanından 14 ay sonra yaşlılık aylığı bağlandığının tespiti ile 14 aylık maaşının yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirci nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı, zamanından 14 (on dört) ay sonra yaşlılık aylığı bağlandığının tespiti ile 14(on dört) aylık maaşının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Hasan ve Elif oğlu, 01.07.1943 doğumlu ve 62…..T.C. kimlik numaralı davacı A.. K..’ye 01 Haziran 2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış olunması gerektiğinin tespitine, 01.06.2008-01.08.2009 tarihleri arasındaki ödenmemiş 14 aylık yaşlılık aylık miktarlarının, iş bu dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuştur.
Tahsis talebinde bulunan sigortalıya, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için; 506 sayılı Kanun’un Geçici 81/C maddesindeki düzenleme gereğince, 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme şartı ile maddenin alt bentlerinde öngörülen yaşını doldurmuş olma şartının gerçekleşmiş olması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Yurtdışı İşçi Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın 31/10/1990 tarih ve 786107 sayılı yazısı ile “davacının 694 gün SSK lı çalışmasının bulunduğu”nun belirtildiği, Sosyal Sigortalar Kurumu Kars Sigorta Müdürlüğü’nün 19/07/1990 tarihli prim tahakkuk cetveli üzerinde Kurum yetkilisi tarafından davacının SSK lı hizmet süresinin 207 gün iken 237 gün olarak değiştirildiği, sonradan bu hatalı hizmet günü sayısının üzeri çizilmek suretiyle “207” gün olarak yeniden değiştirilmek suretiyle belirlendiği, davacının 05/06/1972-31/12/2004 tarihleri arasındaki yurt dışında geçen hizmetlerinden 2906 gününü, 26/05/2008 tarihinde prim borçlanma bedelini ödemek suretiyle borçlandığı, Kurum’un 14/10/2008 tarihli yazısı ile 01/03/2008 tarihinden itibaren kısmî yaşlılık aylığına hak kazandığının davacıya bildirildiği, bunun üzerine davacının 26/05/2008 tarih ve 57660 varide no lu ile tahsis talebi ile yaşlılık aylığı için Kurum’a müracaatta bulunduğu, bu defa Kurum’un 17/06/2009 tarih ve 379919 varide no lu yazısı ile “2906+664 gün =3570 günlük SSK lı sigortalılık süresinin bulunduğu” ndan bahisle tam yaşlılık aylığına hak kazanamadığının davacıya bildirildiği, davacının 06/07/2009 tarihinde 30 günlük yurt dışı prim borçlanma bedelini ödemek suretiyle borçlandığı, 06/07/2009 tarihli tahsis talebi ile yaşlılık aylığı için Kurum’a müracaatta bulunduğu, 01/08/2009 tarihinden itibaren de yaşlılık aylığına hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının ilk olarak tahsis talebinde bulunduğu 26/05/2008 tarihi itibariyle 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirmediği, 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirerek 06/07/2009 tarihli tahsis talebinde bulunması sonrasında yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin Kurum işleminin isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Yaşlılık aylığı koşullarının sigortalının tahsis talebinde bulunduğu tarih itibariyle değerlendirilmesi gerekir iken Mahkemece şartları oluşmadığı halde davacının 01/06/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış olunması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olunması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.