Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21633 E. 2014/202 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21633
KARAR NO : 2014/202
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Konya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2013/152-2013/337

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 25.05.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 5,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne ilişkin önceki kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce davalıların sair temyiz itirazları reddolunarak hüküm altına alınan manevi tazminatın fazla olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, maddi tazminata ilişkin alacağın bozma dışı kaldığı gibi davalı tarafça ödenerek ibraname düzenlendiğinden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat alacağının 6.000,00-TL olduğunun ve olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili gerektiğinin tespiti ile karar tarihi itibarıyla bu miktar manevi tazminatın ödenmiş olduğundan konusu kalmayan manevi tazminat alacağının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Maddi tazminat konusunda verilen önceki kararın bozma dışı kalması ve maddi tazminat konusu alacağın ilamlı icra yoluyla tahsil edildiğinin anlaşılmış bulunmasına göre maddi tazminata ilişkin hükmün bozma dışı kalarak kesinleşmiş bulunmasına göre yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek gerekirken maddi tazminat alacağının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetli değildir. Öte yandan İİK’nun 40. Maddesi “”Bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kati bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur. Ancak üçüncü şahısların hüsnü niyetle kazandıkları haklara halel gelmez” hükmünü içermektedir. Somut olayda bozma konusu ilamda hükme bağlanan 15.000,00-TL manevi tazminat davalı tarafın temyizi üzerine fazla bulunarak bozulmuş bulunmasına göre mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda bir miktar manevi tazminata ve ilamlı takipte yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.