Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21564 E. 2014/16806 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21564
KARAR NO : 2014/16806
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/1067-2013/634

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1982-31/12/1983 tarihleri arasında çalıştığının ve 11/08/2012 tarihinde emekli olabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyerinde 01.01.1982-31.12.1983 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespiti ile 46 yaşını doldurduğu 11.08.2012 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı iş yerinde 01/01/1982 – 31/12/1983 tarihleri arasında kesintisiz olarak asgari ücretle ve hizmet akdiyle çalıştığının tetspiti ile tespite konu primlerin ödenmesi halinde davacının 11/08/2012 tarihini takip eden ay başı olan 01/09/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 60/G maddesine göre 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlayacağı, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayılarına dahil edileceği bildirilmiştir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 81/B-e maddesinde “23.05.2002 tarihinde; sigortalılık süresi 17 yıl (dahil) dan fazla, 18 yıl 6 aydan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 48 yaşını doldurmaları ve en az 5225 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” hükmü yer almaktadır.
HMK’nın 297. maddesinde, mahkeme kararında taraflara yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür. Hüküm fıkrası, kararın esası olup, açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulamaz. Davanın açıldığı tarihteki duruma göre hüküm fıkrasında, asıl talep ile yardımcı talepler hakkında, şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde, açık olarak karar verilmelidir.
Somut olayda; 11.08.1966 doğumlu olan davacının davalı işyerinde 01.01.1982-31.12.1983 tarihleri arasında(18 yaştan küçük) geçen ve Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespit edildiği bu tarihlerde henüz 18 yaşını doldurmadığı anlaşılmakla 506 sayılı yasanın 60/G maddesi gereğince davacının 18 yaşını doldurduğu 11.08.1984 tarihinin sigorta başlangıcı olduğu ve bu tarihten önceki tespit olunan çalışma süresinin prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi suretiyle davacının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 81/B-e maddesi gereği 48 yaşını doldurması halinde yaşlılık aylığına hak kazanabileceği gözardı edilerek ve şarta bağlı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.