YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2151
KARAR NO : 2014/2633
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/186-2012/1117
Davacı, 20/04/1982-22/03/1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun 01/08/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, yapmış olduğu ihya işleminin geçerli ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin 8.329 gün olduğunun tespiti ile 01.08.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum tarafından davacının 29.07.2011 tarihli tahsis talebinin; davacının 17.03.1981 tarihli giriş bildirgesi ile oda kaydı gereğince tescil edildiği, ancak 28.04.1981 – 28.07.2011 tarihleri arasında hiç prim ödemediği, 26.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa’dan faydalanmak için başvurduğu, 17.03.1981 – 06.05.2004 tarihleri arasındaki borçlarının hesaplanarak davacıya bildirildiği, davacının da 8.329 gün karşılığı 11.278,07 TL’yi ödediği, 29.07.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, bunun üzerine davacının sigortalılık sürelerinin yeniden hesaplandığı ve 17.03.1981 – 20.04.1982 ve 22.03.1985 – 06.05.2004 olarak belirlendiği, davacının yeterli sigortalılık süresi bulunmadığından tahsis talebinin reddedildiği belirtilerek reddedildiği, davalı Kurum tarafından davacının son olarak 17.03.1981 – 20.04.1982 ve 22.03.1985 – 06.05.2004 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği, ancak 20.04.1982 – 22.03.1985 tarihleri arasında vergi kaydı olmadığı için bu sürenin sigortalılıktan sayılmadığı, davacının 03.02.1981 – 31.12.1981, 02.05.1989 – 30.08.1994 ve 26.06.2003 – 26.07.2003 tarihleri arasında vergi kaydı, 17.03.1981 – 31.03.2011 ve 02.05.1989 – 30.12.1994 tarihleri arsaında oda kaydı ile 01.06.1989 – 20.04.2011 tarihleri arasında sicil kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının oda kaydına göre yapıldığı, söz konusu oda kaydının sahteliğine ilişkin bir iddia bulunmadığı, davacının tescil tarihi itibari ile oda kaydının bulunmasının yeterli olduğu, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.05.2001 gün, 2001/420-430 sayılı kararına göre sonradan yapılan yasa değişikliğinin, oda kaydının tescil için yeterli olduğu dönemde başlayan sigortalılığı etkilemeyeceği, davacının kazanılmış hakkının korunacağı, bu itibarla davacının 20.04.1982 – 22.03.1985 tarihleri arasında sigortalı sayılması gerektiği göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının 20.04.1982 – 22.03.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunu kabul ederek, ihya talebine ve yaşlılık aylığına ilişkin taleplerini buna göre değerlendirerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.