Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21354 E. 2014/5902 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21354
KARAR NO : 2014/5902
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2008/182-2013/266

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan A.. K.. vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliği nedeniyle kendisinin maddi ve manevi zararları ile annesinin manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı sigortalı yararına 100.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi, davacı anne yararına 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 84 olduğu ve yardıma muhtaç durumda bulunduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davalı işveren V.. G..’in % 60, davalı A.. K..’nun % 30, kazazede işçinin % 10 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/367 esas 2007/420 karar sayılı dosyasında davalıların ayrı ayrı erteli para cezası ile cezalandırılmalarına dair verilen kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 20.07.2011 tarihli ilamı ile zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi kusur raporunda davalı A.. K..’nun 5/8, davalı işveren V.. G..’in 2/8, kazazede işçinin 1/8 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, bilirkişi hesap raporunda sürekli iş göremezlik zararının asgari ücret üzerinden bakıcı giderinin brüt asgari ücret üzerinden hesaplanarak Kurum tahsislerinin indirilmesi sonucunda davacı sigortalının 750.927,43 TL karşılanmamış maddi zararı bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece maddi tazminat isteminin talep gibi hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı sigortalı davalı işveren V.. G..’in yanında çırak olarak çalışmakta iken davalı işverenin üstlendiği diğer davalı Ahmet’e ait üç katlı binanın çatısının saç çatı yapımı işinde çalışmakta iken elindeki merdivenin 2.5 metre yükseklikten geçen yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu iş kazası geçirmiştir. Hükme esas 27.10.2011 tarihli bilirkişi kusur raporunda dava konusu zararlandırıcı olayın oluş şeklinin davalı Ahmet’in kendisine ait olan zemindeki merdivenin iple çatı katına çekilmesini davacı işçiye talimatı üzerine davacının merdiveni çatıya kadar çektikten sonra eli ile alırken enerji hattına temas etmesi sonucu gerçekleştiği kabul edilerek bina sahibi davalı Ahmet’in kendisine ait seyyar merdiveni davacı sigortalaya iple çektirirken bu cepheden çeken enerji hattının tehlike arz etmesine rağmen kestirmemiş olması nedeniyle, davalı işverenin gerekli iş güvenliği önlemlerini almaması nedeniyle, davacı sigortalının dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle kusur verildiği belirtilmiştir. Ancak Ceza Mahkemesince dilenen tanık İlyas Karabacak’ın davalı işveren V.. G..’in işçisi olarak çalışmakta iken saç çatı yapımı işi tamamlandıktan sonra güneş enerjisi sistemi kurmak için başka çalışanların olay yerine geldiğini, bu şahısların çatı üzerine çıkmak için kendilerinden merdiven kurulmasını istemeleri üzerine merdiveni kurduklarını, daha sonra balkon kapatma işi için bir alt kata indiklerini, davacı sigortalının bu esnada teras katında kaldığını, bina sahibi davalı Ahmet’in de teras katta kaldığını, 10-15 dakika sonra ses duyması üzerine davacıya yaralı vaziyette yerde yatarken gördüğünü beyan ettiğinin, yine Ceza Mahkemesince dinlenen tanıklar Halis T…ve Ersin K…’nın davalı Ahmet’in evinin teras katına kaza tarihinden önce güneş enerjisi sistemi kurduklarını davalının isteği üzerine daha önce kurdukları güneş enerjisi sistemini yeni yapılan saç çatı üzerine kurmak için olay tarihinde kaza mahalline gittiklerini, çatı yapımı işinde çalışanlardan çatıya çıkmak için merdiven kurmalarını istediklerini, merdiveni kurup çatıya çıktıktan bir süre sonra davacının sesini duymaları üzerine baktıklarında davacının olay yerinden götürüldüğünü ve çatıdan inmek istediklerinde merdivenin yerinde olmadığını gördüklerini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, dava konusu zararlandırıcı olayın davalı işveren V.. G.. ve çalışanlarına ait merdivenin güneş enerjisi sistemi kurmak üzere olay mahalline gelen dava dışı şahıslarca istenilmesi üzerine medivenin kurulduğu ve şahısların çatıya çıkmalarından sonra davacı sigortalı tarafından geri alınması sırasında 2.5 metre yükseklikten geçen yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu meydana geldiği ve hükme esas 27.10.2011 tarihli bilirkişi kusur raporunun kazanın oluş şekline uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda; bina sahibi davalı A.. K..’nun işveren sıfatına sahip olmadığı gibi zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde oluş şekline göre kendisine yüklenebilecek bir haksız fiil sorumluluğu da bulunmadığının, öte yandan ceza dosyasında olay yerinde yapılan keşjf sonucu düzenlenen 04.04.2005 tarihli bilirkişi raporunda kazaya neden olan yüksek gerilim hattının binadan 2.5 metre mesafade geçtiğinin belirtildiği ve yüksek gerilim hattının binadan geçebileceği yasal mesafenin en az 2 metre olması gerektiği dikkate alındığında bina malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri gereğince de sorumlu tutulamayacağı dikkate alınarak, bina sahibi davalı A.. K.. hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde müteselsil sorumluğuna karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuksal olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı A.. K..’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan A.. K..’na iadesine 25/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.