Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21317 E. 2014/14907 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21317
KARAR NO : 2014/14907
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2010/461-2013/508

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1988-01/06/1988 tarihileri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
K A R A R

Dava; davacının davalıya ait işyerinde 01.01.1988 – 01.06.1988 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; müteahhit bürosunda sekreter olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen 01.01.1988 ( varide 29.01.1988 ) tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, ancak talep edilen dönemde davalı işyerince bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı işyerinin 01.06.1987 – 01.03.1989 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, dönem bordrolarının mevcut olduğu, fakat bordrolarda bildirilen çalışan olmadığı, zabıta tarafından yapılan komşu işyeri tanığı araştırmasında; çevredeki işyerleri el değiştirdiğinden tanık tespit edilemediğinin bildirildiği, davalının müteahhitliğini yaptığı kooperatifin üyesi olduğunu ve davalının muhasebecisi olduğunu beyan eden davacı tanıklarının davacının çalışmalarını doğruladıkları anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; çalışmaları kayıtlara geçmiş tanıklar tespit edilmeden yetersiz tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalının müteahhitliğini yaptığı kooperatifin üyesi olduğunu ve davalının muhasebecisi olduğunu beyan eden tanıkların davalı ile ilgili beyan ettikleri bu ilişkilerini muhasebe kayıtlarından ve kooperatif kayıtlarından araştırmak, her ne kadar daha önce yapılan zabıta araştırmasında davalıya ait işyerine komşu işyerlerinin el değiştirdiği ve tanık tespit edilemediği bildirilmişse de zabıtadan sadece halihazırdaki komşu işyerlerinin değil, davacı tanığının kooperatifin kurulduğunu beyan ettiği A.İşhanı’nda ve davalının işyerinin bulunduğu S. İşhanında talep edilen dönemde çalışan esnaf ve çaycıların tespit edilmesini istemek ve bu kişileri tanık olarak dinlemek, davacıdan; talep ettiği dönemde, davalının yaptığı inşaatlara ilişkin bilgisi bulunup bulunmadığını sorarak beyan eder ise bu inşaat sahiplerini de tespit edip dinlemek, yine belediye ve ilgili kurumlardan talep edilen dönemde davalı tarafından yapılan inşaat işlerine ilişkin bilgi isteyerek davacının çalışmalarına ilişkin tanık olarak dinlenilebilecek kişileri tespit etmek ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.