Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21313 E. 2014/14905 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21313
KARAR NO : 2014/14905
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Hani Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/90-2013/38

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 18/04/1999-29/03/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Davacı, muhtar olarak 18.04.1999 – 29.03.2009 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespitini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının Abacılar Köyü muhtarı olarak 18.04.1999 ile 29.03.2009 tarihleri arasında 9 yıl 11 ay 11 gün sürekli ve sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum tarafından 25.07.2012 tarihli yazı ile davacıya 29.03.2009 tarihi itibari ile Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığının ve borcu bulunduğunun bildirildiği, davalı Kurum tarafından davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına ilişkin sicil dosyasının gönderilmediği, davacının talep ettiği dönemlerde muhtar olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa’ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “ Bu Kanun’a göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanun’a göre zorunlu, sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum’a yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982 – 04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir.
KARAR NO : 2014/14905
Aynı şekilde 08.05.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa’nın 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun’un yürürlük tarihi ile 04.10.2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir.
Somut olayda; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık sürelerinin tespitini amaçladığı göz ardı edilerek, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetlerinin tespitini talep ettiği yanılgısı ile H.. K..’na da husumet düşecek şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı Kurum’dan davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına ilişkin sicil dosyası istenilerek yukarıda bahsedilen 1479 sayılı Yasa’ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesi ve 5754 sayılı Yasa’nın 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 8. maddesi dikkate alınarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.