Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21289 E. 2014/18502 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21289
KARAR NO : 2014/18502
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2011/608-2013/667

Davacı, 1982-2002 yılları arasındaki primlerini ödemiş olduğunun tespiti ile Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 22.3.1985-23.12.2002 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tespiti ile 9.8.2011 tarihli yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının oda kayıtlarının geçerli olduğu, bu nedenle davacının nizalı dönemde de bağ-kur sigortalısı olduğunun kabulünün gerektiği ancak tahsis talep tarihinde 5510 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde belirtilen yaş ve prime ilişkin koşulları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de, varılan sonuç hatalı olmuştur.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi nam ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 20.4.1982 tarihinde vergi kaydına istinaden Kuruma res’en tescilinin yapıldığı ve 20.4.1982-4.4.1983, 22.3.1985-23.12.2002 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, oda kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde kurum kontrol memurlarınca düzenlenen 11.1.2011 tarihli rapor doğrultusunda, davacının 20.4.1982-4.4.1983, 15.2.1994-15.11.2002 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, 5.3.1979-10.4.1980, 20.4.1981-4.4.1983, 15.2.1994-15.11.2002 tarihleri arasında vergi kaydının, 1.5.1981-17.4.2006 tarihleri arasında oda kaydının, 28.2.1994-23.12.2002 tarihleri esnaf sicil kaydının bulunduğu, 1.7.2011 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu ancak oda kaydının geçersizliği nedeni ile bir kısım sigortalılığının iptal edilmesi nedeni ile 5400 gün prim ödeme günü bulunmayan davacının aylık talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının vergi kaydına istinaden 20.4.1982 tarihi itibari ile sigorta tescilinin yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ilgili oda kaydının geçerli olup olmadığı ve bu sürelerde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabulünün mümkün olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Dosya içeriğinden; davacının oda kaydının bulunduğu defterlerde sahtecilik olmadığı anlaşılmakla birlikte, davacının seyyar satıcılıktan dolayı vergide kaydının bulunduğu, vergi kaydının davacıya ait oda kaydının bulunduğuna karine teşkil ettiği açık olup, davacının hüküm gerekçesinde belirtildiği gibi kesintili olarak sigortalı kabul edilmesi gerektiği ve bu haliyle de yaşlılık aylığına hak kazanmadığı tespit edilip, davacının Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitine ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeden yalnız davacının yaşlılık aylığına hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın tümden reddi karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacının sigortalılığının tespitine ilişkin de talebi bulunduğundan davacının 22.3.1985-23.12.2002 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğunun kabulüne karar vermek ve davacının 20.4.1982-23.12.2002 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun kabulü halinde, 1.7.2011 tahsis talep tarihi itibari ile Kuruma prim borcu olup olmadığı hususları sorularak çıkacak sonuca göre yaşlılık aylığı şartlarını değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.