Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21285 E. 2014/16924 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21285
KARAR NO : 2014/16924
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Antalya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/43-2013/393

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle işcilik alacaklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, aylık 3.500,00 ücret ve hasta başına prim ile davalı işyerinde 01.09.2009 – 15.04.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine ve maaş, ücret, nöbet, prim alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalı işyerinde 01.09.2009 – 15.04.2010 tarihleri arasında asgari ücret karşılığı 225 gün hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde pratisyen hekim olarak çalıştığını beyan eden davacı adına, davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, dönem bordroları dosya arasına alınmışsa da davalı işveren tarafından, davacının şahsi sicil dosyasının bulunamadığının bildirildiği, bordro tanıklarının davacının davalı işyerinde pratisyen hekim olarak çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece, davacının hizmet tespiti talebine ilişkin olarak verilen karar yerinde ise de; pratisyen hekim olduğu anlaşılan davacının, asgari ücret üzerinden çalıştığının kabulü ve dava dilekçesindeki “ maaş, ücret, nöbet, prim alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi ” talebinin işçilik alacaklarına ilişkin olup olmadığı açıklattırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Uyuşmazlık; ücret olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçek ücretin tespiti istemini içeren bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği, Yargıtayın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacı vekiline işçilik alacaklarına ilişkin talepleri bulunup bulunmadığını açıklattırmak, talep var ise bu talep açısından tefrik kararı vermek, daha sonra; pratisyen hekim olarak çalışan davacının asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da gözetilerek, öncelikle davacının yaptığı işin niteliği dikkate alınarak, benzer işi yapan işyerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından ve Türkiye İstatistik Enstitüsü’nden emsal ücret araştırması yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine
09.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.